Fethiye gündemi ülkemizin gündemi gibi ara ara hareketleniveriyor. İlginç eylemlere ya da garip düğün hazırlıklarına sahne olabiliyor. Saman alevi gibi sönüp gidenlerin aksine Fethiye’nin geleceğinin daha güzel hale getirilmesi için yapılan bir etkinlik vardı hafta sonu. Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde Likya World Otel’de ‘Fethiye Turizmde Nasıl Marka Olur?’ sorusuna cevap bulmaya çalışılan bir arama konferansı gerçekleştirildi. İki gün boyunca süren ve ‘Fethiye’nin geleceğini şekillendirme, marka olması yönünde yapılması gerekenleri ortaya koyacak bir eyleme geçme toplantısı’ olarak ifade edilen organizasyonun son birkaç yıldır katıldığım toplantıların en verimlilerinden birisi olduğunu söyleyebilirim.
Fethiye’nin sahip olduğu bütün değerlerin konuşulduğu arama konferansı ile ilgili görüşlerimi paylaşmadan önce arama konferansları hakkında bilgi vermek istiyorum. Prof. Dr. Coşkun Can Aktan, ‘Geleceği Kazanmanın Yolu: Stratejik Yönetim’ isimli eserinden aktaralım. Arama konferansları; ortak aklı bulmaya yönelik bir katılım tekniğidir. Arama konferansı çok çeşitli gerekçelerle yapılabilir. Organizasyonda vizyon ve misyonun belirlenmesi için arama konferansı yapılabileceği gibi, stratejik planlamanın hazırlanması için, organizasyondaki sorunların tespiti ve buna ilişkin çözümlerin bulunması için de arama konferansları yapılabilir. Arama konferanslarında “beyin fırtınası” adı verilen teknikten geniş ölçüde yararlanılarak ortak akıl yordamıyla “ortak görüş”ler üzerinde fikir birliğine ulaşılmaya çalışılır. Konferans genellikle organizasyon dışında rahat bir ortamda, genellikle bir dinlenme tesisinde yapılır. Önce katılımcılar küçük gruplar halinde ortak akıl bulmaya çalışır. Daha sonra grupların çalışmaları bir araya getirilerek tekrar tartışmalar yapılır ve nihai bir konferans sözleşmesi üzerinde uzlaşmaya çalışılır.
Fethiye’nin marka olabilmesi için yol haritasının çıkarıldığı arama konferansını düzenleyen Fethiye Ticaret ve Sanayi Odasına, eğitim-danışmanlık kurumu yetkililerine ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Doğulan değil doyulan yer anlayışı ile Fethiyelilik vizyonu oluşturan çalışmanın raporlarının odanın internet sitesinde ilerleyen günlerde yer alacağını düşünüyorum. Belki de kitap haline getirilerek resmi kurumlardan sivil toplum kuruluşlarına, Bekçiler köyünden Göcek’e kadar Fethiye’ye yön veren herkese ulaşması daha isabetli olacaktır. Turizm ile başlayan bu markalaşma hedefini diğer alanlarda da başlatacak ve hayata geçirecek hareketin ilk kıvılcımı olabilir. “Karar vericiler işin hangi boyutunda?, Biz çok yaptık bu toplantıları!, Tamam iyi güzel de kimse bir araya gelmiyor ki!, Sadece oda ile olmaz bu iş!, Bunlar kağıt üstünde kalır” ve benzeri yüzlerce cümle söylenebilir, çoktan söylenmiştir belki de ve söylenecek. Bu tür düşünce yapıları bu amacı nasıl gerçekleştirebilirizden çok nasıl gerçekleştiremeyize katkı sunacağı için, o düşünceyi sahipleriyle baş başa bırakmak gerekiyor. Dünya gidiyor. Algılar, tanımlar değişiyor. Bu arge çalışmaları onlarca, yüzlerce, binlerce olmadan Fethiye sağlıklı büyüyemez ve bu kadar imkân varken dünya ölçeğindeki hak ettiği sıralamada yerini alamaz. Fethiye’nin SWOT analizinde listelenen güçlü yanlarından; zengin tarih, eşsiz coğrafya, ürün çeşitliliği, kültürel zenginlik, ulaşım kolaylığı, fauna (hayvan türleri) ve flora zenginliği (bitki türleri), gastronomi (yemek, içecek çeşitliliği), sektörel çeşitlilik kaç ilçede var?
Fethiye marka olmak için ne yapmalı sorusu cevabını bulurken Fethiye’nin sahip olduğu doğa, kültür ve tarih değerlerinin envanteri de arama konferansında ortaya konuldu. Resimler yapıldı, fikirler alt alta sıralandı. Fethiye’yi etkileyecek turizm eğilimleri tek tek sıralandı. Ekolojik turizm, hobi turizmi, sağlık turizmi, kırsal turizm, av turizmi, evlilik turizmi, dalış turizmi, 3. yaş turizmi ve hatta aidiyet turizmi gündeme geldi. Daha çok turist mi, nitelikli turist mi tartışıldı. Marka konusunun incelikleri vurgulandı ve Fethiye’mizi anlatan logolar çizildi ve FethiYE’S to Life, FethiYE’S holiday, Işıklar Kenti gibi orijinal sloganlar ortaya çıkarıldı. Fethiye’nin kimlik tanımı yapıldı. Toplantıda üretilen fikirlerin telif haklarının odaya ait olduğu hatırlatmasıyla, tanıma da yer vererek bitirmek istiyorum. Korunmuş doğası, tarihsel ve kültürel mirası ile yerel değerlerle bütünleşmiş, yıl boyu farklı tatil seçenekleri sunan, misafirlerinin sakin ve huzurlu bir tatil sonunda memnun ayrıldığı, kazanan, çağdaş bir turizm kenti, Fethiye…
Strateji geliştirmek için kafa yormak, kayda geçmek, tartışmaya açmak, üzerinde fikir birliğine varmak gerekiyor. Kafamız esince, meşhur hayalimiz, ‘Fethiye il olsun’ u dile getirmekle de iş bitmiyor. Hatta hiç bir şey başlamıyor. Zaten biz bu temenninin arkasını toplumsal ve kurumsal birliktelikle topyekûn getiremedikçe, ‘savaşlar olmasın, çiçekler solmasın, dünya da açlık, fakirlik kalmasın’ gibi gerçekleşmesi kıyamet alameti sayılabilecek dilekler gibi ütopya olmaya devam ediyor. Farklı konularda yeni arama konferansları yapılması, etiketlerin değil beyinlerin yarışması, çalışmalarda ortak aklın baz alınması ve isabetli kararların hayata geçmesi temennileriyle, haftaya görüşünceye kadar sağlıcakla kalın, huzurlu kalın, hoşcakalın.