Gerçek Fethiye Gazetesinde her hafta farklı konularda buluşmalarımız devam ediyor. Bu yazımızda, 2010 yılı basımı Kanes Yayınlarından çıkmış Sıddık Sönmez’in kaleme aldığı ve yeni okuma fırsatı bulduğum ‘Neyimiz Eksik?’ kitabına yer vermek istiyorum. Kitapta; ülkemizin mevcut durumunu kısaca özetleniyor ve yazarın orijinal ve ilginç çözümlerine yer veriliyor. Çok geniş, ansiklopedilere bile sığmayacak konular kitaba alınmış çünkü ayrıntılara fazla girilmemiş. Kitap akademik bir çalışma değil ancak oldukça çarpıcı görüşler var. Kitapta anlatımı daha akıcı hale getirmek için, konular ana başlıklarla bir televizyon programı şeklinde kurgulanmış. Mesleği olan gazetecilikte yapmış olduğu inceleme ve gözlemlerin sonucu bu kitabın ortaya çıktığını söyleyen Sönmez, alışıldık eleştiri geleneği ile yetinmemiş ve zor bir işe girmiş. Yazmaya başlamış. Kendi çözüm önerilerini kaleme almış sektör sektör.
Genel bir perspektif çizerek başlıyor. Ülkemizin mevcut durumunu kendi tespitleriyle anlatıyor. Sektörel başkanlıkların kurulması gerektiğini vurguluyor. Sektörlerin oluşumunu ve sürdürülme sistemini ana hatlarıyla ortaya koyuyor. En önemlisi de, artık devletin kurumsallaştırılması gerektiğini söylüyor. Sıddık Sönmez aslında sorunları herkesin bildiğini ve tonlarca eleştiri yaptığını söylüyor ve önemli bir noktaya dikkat çekiyor. Birlikte okuyalım; “Bu saydıklarımızı bilmeyeniniz yoktur. Hepimizin yaşadığı gerçekler bunlar. Acı olan, bu durumu kanıksamış olmamız. ‘Nasılsa birileri yapar’ diyerek sorumluluktan kaçıyor olmamız. Duyarsızlığımız. Durumun düzeltilmesini hep başkalarından bekliyor olmamız. Biz kendimize yardımcı olamıyorsak, hiç kimse bize yardımcı olamaz. Eğer bir değişimi yapmak, medeni bir ülkede yaşamak istiyorsak, bunu yapacak kişilerde bizleriz. ‘Birileri nasılsa yapar’ değil, ‘Bu benimde sorumluluğum, bunu ben de yapabilirim’ diyerek ayağa kalkmak ve sorumluluğu almakla olur.”
Kitap, siyasi partiler yasası ve demokrasi ile başlıyor. Meclisin nasıl olması gerektiği ve demokrasi anlayışının olması gereken durumu ile devam ediyor. Eğitim sistemi, turizm, su ürünleri, hayvancılık ve süt ürünleri, iletişim, yüksek öğrenim, sağlık, hukuk, aile, dışişleri, spor, kültür ve sanat, toplum sağlığı ve gıda ve vergilendirme başlıklar halinde incelenmiş ve herkesin memnun olacağına inanılan sistem anlatılmış. Anlatılan sistemde, sektörel başkanlıklara çok önem veriliyor. O kadar önemli ki belki sehven aynı bölüm kitapta iki kere yer alıyor. Seçimlerde genel başkanlara milletvekili kontenjanı ayrılmasından vergilendirmede kar üzerinden değil satışlar üzerinden vergi alınmasına kadar ilginç görüşler var. Mevcut durum tespitinde ‘şark zihniyeti’ derken neyin kastedildiğini bilmiyorum. Ayrıntıya girilebilirdi. Çözüm önerilerinde sık sık AB standartlarına vurgu yapılmasına ve AB’nin hedef gösterilmesine katılmasam da kitap için Sıddık beyi kutluyorum. Kitabın satışını olumsuz etkilememesi için daha fazla ayrıntıya girmiyorum. Kitabın en çok ilgimi çeken ve hemen hemen tamamına katıldığım terör ve çözümü böümü ise mutlaka okunmalı ve tartışılmalı diyorum. İnşallah, bu bölüm başını ağrıtmaz. Sadece bu bölüm için bile bu kitap okunmalı diyorum. Yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.