Ülkemiz idari yapılanmasında halka en yakın yönetsel birim muhtarlıklardır. Cumhuriyetle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçilmesine rağmen muhtarlık Osmanlıdan günümüze kadar, zaman zaman farklılıklar göstermiş olsa da, varlığını koruyarak gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı nezdinde önem verildiği sıkça vurgulanan muhtarlar düzenli olarak Beştepe’de ağırlanmaktadır. Gündeme ilişkin mesajların bazıları Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından muhtarlar toplantılarında verilmektedir. Maaşlarının asgari ücrete eşitlenmesi ve sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmeye başlanması ile birlikte muhtarlık toplumda gerçek anlamda itibar tazelemiştir. Peki, muhtar olmak ve muhtarlığı yürütmek kolay mıdır? Bu sorunun “evet” ya da “hayır” denilebilecek kısa cevabı yok. Gelin önce muhtarlık nedir bir bakalım. Muhtarlık yürürlükteki mevzuatımızda kavram olarak tek olmasına rağmen uygulamada köy muhtarlığı ve mahalle muhtarlığı olmak üzere iki farklı yönetsel biçime tekabül etmektedir. Köy muhtarlığı tüzel kişiliği bulunan en alt kademe yerel yönetim birimidir. Köyde yürütmenin başıdır. Köy ondan sorulur denilebilir. Mahalle muhtarlığı ise aynı değil! Mahalle muhtarlığı belediye sınırları içerisinde yer alan mahallelerde tüzel kişiliği bulunmayan ve yerel yönetim birimi olup olmadığı halen tartışılan sınırlı yönetsel bir birimdir.
Köy muhtarlığı sahip olduğu tüzel kişilikten dolayı mahalle muhtarlığından farklı hak ve ayrıcalıklara sahiptir. Kendilerine ait malvarlıkları olan, orman ve meraları kullanma hakkı bulunan ve en önemlisi de bütçe yapan bir yerel yönetim birimidir. 442 Sayılı Köy Kanununda yer alan birçok görevi, sorumlulukları ve yetkileri vardır. Her iki muhtarlık tipinde de muhtarların, kendileri gibi 5 yıllığına seçilerek gelen ihtiyar heyetleri ile birlikte, kendi göreceği işler olduğu gibi, devlete ait işleri yürütme görevleri de mevcuttur. Kaymakamlar muhtarların amiri konumunda bulunur ve izin vb. birçok işlem kaymakamlıklar vasıtasıyla yürütülür.
Yerel yönetim birimi olduğunu söylediğimiz köy muhtarlığı ile ilgili 1924 yılında çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu onca yıla ve değişen anayasalara rağmen halen yürürlüktedir. Köklü bir geleneğe sahip mahalle muhtarlığı bir dönem kaldırılmasına rağmen halen 1944 tarih ve 4541 sayılı “Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun ve belediye kanunlarında yer verildiği üzere mahalle hizmetlerinin görülmesinde idareye yardımcı bir kuruluş olarak varlığını devam ettirmektedir. Her iki kanunda da güncelliğini kaybetmiş maddeler bolca mevcuttur.
2012 yılı sonunda yasalaşan; 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla yapılan değişiklikle ve sonrasında yapılan değişiklik ile mevcut 16 büyükşehir belediyesine 14 il daha eklenerek 30 idari il sınırlarının tamamını kapsayacak şekilde büyükşehir haline getirilmiştir. Aynı yasa ile birlikte büyükşehir sınırları içerisinde bulunan belde belediyeleri kapanıp beldenin ismi ile birlikte bağlı olduğu ilçenin mahallesine, yine büyükşehir sınırları içerisinde bulunan bütün köyler bağlı bulundukları ilçenin mahallesine dönüştürülmüşlerdir. Ülkemizde yaklaşık 16 bin köy sınırları içinde yer aldığı ilçe belediyesinin mahallesine dönüşmüştür. 6360 sayılı büyükşehir yasası gelen değişikliklerin özü aslında köy muhtarlığı ile mahalle muhtarlığı arasındaki farklardır. Köy olan bir yerleşim birimi mahalleye dönüşmekle birlikte önceden sahip olduğu hakların çoğunu kaybetmiştir. Büyükşehir olan illerde İl Özel İdarelerinin de kalkması ile birlikte, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri ile hizmet almakta olan köyler artık bu imkânı bulamamaktadır. Yeni durumda muhatap oldukları yerel yönetim birimi ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyeleridir. 442 sayılı köy kanunu ile köy idaresinin ve köylünün yapacağı işler ayrı ayrı belirtilmiştir. Muhtarın devlet işlerine ait görevleri ve köye ilişkin görevleri farklı maddelerde belirtilmiştir. Köy kanununda, güncelliğini yitirmiş olan köyün seçmenlerinden oluşan bir köy derneği mevcuttur ve köy tüzel bir kişiliktir. Yani köy kendi yapacağı işleri muhtarın köy karar defterine alacağı bir karar ile yerine getirebilme, örneğin tadilat yapılacak bir okulu kendi içinde imece usulü ile veya salma usulü ile çözebilme yeteneğine sahipken, mahalleye dönüşmesi sonucu mahalle muhtarının böyle bir yetkisi olmayacaktır. Bir başka hususta ödenen vergilerde olacaktır. Mahalleye dönüşmekle birlikte eski köylüler; 2109 Nisan ayından itibaren emlak ve çevre temizlik vergisi gibi yeni ve yüksek oranlarda vergileri ödemekle yükümle hale geleceklerdir.
Mahalle muhtarlığı için “icracı değil aracı” tanımlaması doğru olacaktır. Muhtar adayları dört asil ve dört yedek aza adayı belirlemek durumundadır. Halkın ilk muhatabı olması nedeniyle artıları ve eksileri vardır. Mahalle muhtarlığı ile ilgili söylenecek çok şey vardır. Ancak başka yazılara bırakmak daha doğru olacaktır. Haftaya tekrar buluşabilmek temennileriyle sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.
Dr. Mesut Koç – 07.02.2019