Bir yıl, bir yıl, bir yıl daha derken yıllar hızla geçip gidiyor. 2010, 2011 derken 2012 yılı da bitti. Her yıl mutlaka önemli olaylar olmuştur ama eminim tarih 2012 yılını daha bir farklı kaydedecektir. Sokaktaki vatandaşından en itibarlı liderine kadar barış ve sevgi dilekleriyle karşılanan 2012 yılı dünyada ve özellikle yaşadığımız coğrafyada iç çatışma ve savaşların artarak devam ettiği bir yıl oldu. Gelin bu yazımızda 2012’nin özetine bir bakalım.
En uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye’de süregelen iç savaş bölgedeki ülkelerin tutumlarıyla büyük bir savaşa dönüşmek üzere. Ortadoğu’da büyük planın küçük ayağını oluşturan Suriye’deki durum oldukça önemli ki bir türlü bitmiyor, bitirilmiyor, ya da bitirilemiyor. Düşen uçağımızdan gelecek olan patriotlara kadar ülkemizi de çok yakından ilgilendiren Suriye’nin geleceği hakkında fikir yürütebilmek bile çok zor artık. Herkesin bir hesabı var orada. Elbette Allah’ın da…
Geride kalan yıla damgasını vuran ve insanlığı inciten olaylardan birisi de Arakan oldu. Kurdun yemek istediği kuzu için suyumu bulandırıyor iddiasını ortaya attığı gibi, Budist yönetim dünyadaki umursamazları anca kandırabileceği bir iddia ile Rohingyalı Müslümanlara karşı şiddet uygulamaya başladı. Arakan’lı Müslümanları evlerinden, barklarından sürmek için akla gelmeyecek zulüm ve işkencelerine devam etti. Myanmar’da yaşanan acı olaylar ne yazık ki, ne BM, ne de başka bir uluslararası örgütün dikkatini çekti.
Önceki yıllarda olduğu gibi 2012 yılında da ABD ve Rusya’nın savaş tatbikatlarını bizzat uyguladığı ülke Afganistan erimeye devam etti. Kiminin en ufak iç kargaşa da ülkesine getirmek için uğraştığı NATO’nun orada yıllardır ne yaptığı kamuoyuna açıklanıyor ne birileri tarafından sorgulanıyor. Afganistan’ın durumu böyle iken komşularında durum farklı değildi. Pakistan’da bombaların patlaması, masum insanlar ölmeleri eksik olmadı. Azerbaycan’ın Karabağ’ın da, Doğu Türkistan’da, Çeçenistan’da, Bangladeş’te, Keşmir’de, Sudan’da, Somali’de, Yemen’de, Libya’da ve yarım aşırı çoktan deviren Filistin’de bir türlü sükûnet ve huzur olmadı. Liste uzun, ama akıl sağlığımızı daha fazla tehlikeye atmayalım.
Güçlünün adaletsiz ve haklının korkak olduğu bir dünyada, bu yaşanan acılar bitmez. Değil 2012, bu zihniyet var oldukça 2112’de de aynı şeyler konuşuluyor, yazılıp çiziliyor olur. Niye hep Müslüman ülkelerde kan, gözyaşı, sefalet ve acı var demeyin. Çünkü siz de biliyorsunuz ki, bu ülkelerin hemen hemen hepsinin başında ‘2 K’ lar tutuluyor. Kriptolar ve kuklalar. İnşallah, haklının hakkını cesurca aradığı ve aldığı, kuvvetin değil, Hakk’ın ve haklının üstün olduğu günlere bizlerde ereriz. Haftaya tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu ve huzurlu kalın, hoşcakalın.