Gerçek Fethiye’deki Sanal Ortam yolculuğumuz devam ediyor. Her yazı ayrı bir dünya farklı bir tecrübe. Gazetemizin köşe yazarlarından Coşkun Karabulut oldukça farklı ve orijinal anlatmış yazı yazmanın ne demek olduğunu geçen haftaki köşesinde. Yazıya katılmamak mümkün değil. Bir bölümü hariç tabii ki. O da; alıntılarla ilgili cümlesi. Yazar almalı diye düşünüyorum kaynak göstererek orijinal ve güzel cümleleri, hatta üzerine yeni fikirler ve ufuklar ekleyerek geliştirebilmeli. Amaç daha iyiye daha güzele ulaşmaksa insanlar için paylaşılmalı güzel duygular. Daha fazla insanı etkisi altına almalı ustaca bir araya getirilmiş kelimeler. Yeni keşifler yapmaksa amaç elbette keşfedilmiş topraklara basa basa gideceğiz, elbette keşfedilmiş olanlardan faydalanarak.
Bayramda tatilinde İngilizce yayın yapan uydu kanallarına bir göz gezdirdim. Ne var ne yok acaba Avrupa’da ve dünyada diye. İsviçre’de yapılan minarelerin yasaklanması ile ilgili halkoylaması birinci haber geçti çoğunda. Bir o kadar da konuklar ve yorumlar. Henüz oylama yapılmadan yapılan yorumlara ve sonuçlara bakıldığında gerçekten sürpriz olmuş. Orda gündem öyle olur da biz geri durur muyuz? Biz de de en az oy alanların dekan ve rektör atanmaları ile katsayı kararının iptali tartışılıyor. Yani aramızda gündemlerimiz açısından öyle büyük uçurumlar yok!
Kişisel gelişim son dönemlerde oldukça meşhur bir konu haline geldi. Yüzlerce binlerce kitap yazılıyor, eğitimler veriliyor, programlar yapılıyor. Elbette oldukça faydalı kısmı varken olumsuz tarafları da yok değil. Kişisel gelişim ile ilgili acaba farklı görüşler yok mu derken, elime ilginç bir kitap geçti. ‘İçinizdeki Öküze Oha Deyin’ ismini taşıyan kitap Bülent Akyürek tarafından kaleme alınmış. Kişisel gerileyiş kitabı olarak ifade edilmiş kitabın henüz başlarındayım. Ama ilk sayfalarda bile kişisel gelişim hakkında eleştirel oldukça çarpıcı ve vurucu yorumlar var. 26. baskısını yapmış kitabı bitirdiğimde bu köşede detaylı bir şekilde sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.
Sivil toplum yerine aktif toplum denmesini ne kadar doğru buluyorsam, kişisel gelişim yerine de ‘toplumsal gelişim’ ifadesini bir o kadar yerinde buluyorum. Çünkü kişi ne kadar gelişse de toplumla aynı oranda gitmiyorsa sıkıntılar devam edecektir. Yazıyı bu gün kısa tutuyorum ve burada bitiriyorum. Fazla mı kişisel oldu yoksa? Eee köşe yazısı dediğimiz şey de bu yorumların toplamı değil mi? Yoksa diğer kitabi bilgiler ansiklopediler de ve kitaplarda bolca var zaten. Haftaya görüşünceye kadar sağlıkla kalın, mutlu kalın, hoşcakalın.