Sevgili dostlar, Sanal Ortam köşemizde her hafta, farklı konularla buluşmaya devam ediyoruz. Gazete yönetimine ve siz değerli okurlarımıza teşekkür ediyorum. Ülkemizde ve dünyada gelişen olayları kalıpların dışında değerlendirerek, fikir dünyasına katkıda bulunmak; iyiye, adaletliye, güzele ve doğruya bir adım yaklaşabilmek gayesindeyiz. Kitle iletişim araçlarıyla toplumlara yön verilebilen çağımızda zerre miktarı da olsa bir yerimizin olmasının sorumluluğuyla yazmayı sürdürüyoruz.
Geçtiğimiz hafta uzun süredir beklenen paket açıklandı. ‘Demokratikleşme Paketi’ olarak adlandırılan ve çok önemli değişiklikler içeren pakette yer alan bazı maddeler bekletilmeden hayata geçirildi. Kamuda başörtülü olarak çalışabilme imkânı getiren Kılık Kıyafet Yönetmeliği ve ilkokullarda söylenen andımızı kaldıran İlköğretim Yönetmeliği değişikliği Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Andın kaldırılması beklenen ve yerinde bir karar. Başörtüsüne serbestlikte bazı kurumlara istisna getirilmesini anlamak ise mümkün değil. Başörtüsü Allah’ın bir emri olduğuna göre acaba bu istisna hangi gerekçe ve kritere göre düzenlendi? Memurlara kravat takma ve her gün traş olma mecburiyeti getiren maddelerde ise herhangi bir değişiklik olmaması şaşırtıcıydı. Sendikalar başta olmak üzere bu konuda yoğun çaba gösteren çalışanlar başka paketleri beklemeye devam edecek gibi görünüyor.
Mevzuat değişiklikleri Kurban bayramı sonrasına bırakılan paketin maddelerinden en önemlisi siyasi partiler kanununda yapılacak olanlarıdır. Seçim barajı, partilere üyelik ve milletvekili seçim sistemi konusunda henüz karar verilmemiş görünüyor. Ülkeyi yönetecek kişilerin belirleneceği seçim sisteminin en sağlıklı şekilde düzenlenmesi ve uygulanması çok mühimdir. Burada yapılacak yanlışlıklar tüm sistemi olumsuz etkileyecektir. Günümüze kadar bu sağlıksız haliyle yürütülen sistemi devam ettirmenin de bir anlamı yoktur. Paketin düğümünün çözüleceği yer de burasıdır zaten.
Paketin diğer maddelerine bu yazıda yer vermiyorum. Paket ile ilgili en önemli noktayı ifade edeyim. 2010 yılı Eylül ayında yapılan referandumda millet bu paket ve daha fazlasının karşılığını peşin ödemiştir. Anayasanın değişecek maddelerinden ziyade ülkenin enerjisini boşu boşuna tüketen engellerin kaldırılması beklentisi referandumun özü olmuştur. Yeni anayasanın gecikmesi yapılması elzem olan değişiklikler için mazeret olamaz. Olmamalıdır da. Referandumda çıkan sonuca büyük etkisi olan “Yetmez, ama evet” ler unutulmamalıdır.
Bitirirken mübarek Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ederim. Bayramların ruhunu hatırlayabilmeyi dilerim. Yeni yazılarla tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu ve huzurlu kalın, hoşcakalın.
barajın değişmesi, yönetim üzerinde bu parlementer sistemin bu şekliyle burhan kuzunun da değindiği üzere fazla bi olumsuz etki yaratmaz, zira; kanunların yapılış şekli AY da bellidir, meclise giren her parti yeterli çoğunluğu olmadan yasa masa yapamaz, verse verse ancak kanun teklifi verebilir, kabulu de sıkı çoğunluk şartına tabi.Özellikle AKP nin ezici çoğunlukla yönetime geleceğini gören AKP hukukçuları barajın değişmesine ok diyeceklerdir.Aslında işin özü baraj maraj değil, sistemdir.Parlementer sistemin bu şekli krallar yaratmaktadır ve AKP bu işe ideolojik değil pratik olarak bakmakta ve Başkanlık sistemini önermekte.Diğerleri ise yalnızca ideolojik ve klasik Atatürkçü Düşünce gözlüğü ile bakmaktalar ve bu sebeple hayır demekteler.
barajın değişmesi, yönetim üzerinde bu parlementer sistemin bu şekliyle burhan kuzunun da değindiği üzere fazla bi olumsuz etki yaratmaz, zira; kanunların yapılış şekli AY da bellidir, meclise giren her parti yeterli çoğunluğu olmadan yasa masa yapamaz, verse verse ancak kanun teklifi verebilir, kabulu de sıkı çoğunluk şartına tabi.Özellikle AKP nin ezici çoğunlukla yönetime geleceğini gören AKP hukukçuları barajın değişmesine ok diyeceklerdir.Aslında işin özü baraj maraj değil, sistemdir.Parlementer sistemin bu şekli krallar yaratmaktadır ve AKP bu işe ideolojik değil pratik olarak bakmakta ve Başkanlık sistemini önermekte.Diğerleri ise yalnızca ideolojik ve klasik Atatürkçü Düşünce gözlüğü ile bakmaktalar ve bu sebeple hayır demekteler.
barajın değişmesi, yönetim üzerinde bu parlementer sistemin bu şekliyle burhan kuzunun da değindiği üzere fazla bi olumsuz etki yaratmaz, zira; kanunların yapılış şekli AY da bellidir, meclise giren her parti yeterli çoğunluğu olmadan yasa masa yapamaz, verse verse ancak kanun teklifi verebilir, kabulu de sıkı çoğunluk şartına tabi.Özellikle AKP nin ezici çoğunlukla yönetime geleceğini gören AKP hukukçuları barajın değişmesine ok diyeceklerdir.Aslında işin özü baraj maraj değil, sistemdir.Parlementer sistemin bu şekli krallar yaratmaktadır ve AKP bu işe ideolojik değil pratik olarak bakmakta ve Başkanlık sistemini önermekte.Diğerleri ise yalnızca ideolojik ve klasik Atatürkçü Düşünce gözlüğü ile bakmaktalar ve bu sebeple hayır demekteler.