Toplum yaşamında değişimler kolay olmaz. Kişisel yaşamın aksine değişiklerin gerçekleşmesi ekonomik ya da benzeri bir zorunluluk yoksa uzun yıllar alabilir. Bazen başlatmak zordur. Bazen de eski terk edilemez. ‘Başkaları ne der acaba’ düşüncesi çoğunlukla belirleyici olur. Kültürel yaşamın parçası düğün geleneklerimizi de bu cümleler altında değerlendirebiliriz.
Gerçek Fethiye Gazetemizde her hafta buluştuğumuz köşemizde ara ara Fethiye’mizi yazıyorum. Bu hafta, daha önce bu köşemizde “Davetiye mi, Oku mu?” başlıklı yazımızın devamı niteliğinde sayılabilecek, bölgemizin düğün ve yemekleri ile ilgili yapılan bir çalışmayı paylaşmak istiyorum. Yönetim kurulu üyesi olduğum Karaçulha Kültür ve Dayanışma Derneğinde kültürel faaliyetlerin yanı sıra zaman zaman mevcut toplumsal anlayışlarımızı tartışıyoruz. “Acaba daha iyi ve daha güzel bir yolu yok mu? Böyle yapılsa daha ekonomik ve sağlıklı olmaz mı?” diyerek çözüm yolları arıyoruz. Elbette herhangi bir konuda dayatma yapmak ya da ‘bizim dediğimiz mutlak doğrudur’ diyerek her şeyi tartışmak gibi bir düşünce de değiliz. Ki bu mümkün de olamaz. Derdimiz, asli görevlerimizin dışında yaşadığımız ortama güzel ve faydalı bir şeyler katabilmek. Dayanışmanın artmasını sağlayabilmek. Seçenekler sunarak yaşama değer katabilmek. Dernek başkanımızın düğün ve yemeklerimizde yapılan israflara ve oku alışkanlığımızın sağlıksızlığına dikkat çekmesinin ardından aynı konuda daha önce düşüncelerini kamuoyu ile paylaşan Çamköy Belediye Başkanı Bekir Eser’i ziyaret ettik. Başkanımız evlatlarının düğünlerini yapmış, kaba tabirle bu konularda eleğini asmış durumda. Ancak uzun yıllar bir eğitimci, on iki yıldır da belediye başkanı olarak toplumun içinde. Yapılan yanlışlara, çarpıklıklara dikkat çekiyor. Bir kısmı yerel basında da yer alan konuşmasında kısaca kısıtlı imkânlara rağmen yapılan israfa vurgu yapıyor. Üç gün yapılan düğünlerin bir gün yapılmasının gerekliliğine işaret ediyor. Toplum önderleriyle bir araya gelip öncülük yapılması için çaba göstereceğini ifade ediyor.
Dernek Başkanımız Mehmet Emin Kızıl, aynı düşünceleri paylaşıp yemeklerde yapılan israfı anlatıyor. “Düğün ve dualı yemeklerde çoğu zaman yemekler israf oluyor. Bu kadar yemek çeşidi yerine daha makul örneğin, pilav üstü tavuk ya da kavurma ve ayran gibi israfın az olacağı bir şeyler olabilir. İlla şu veya bu demiyoruz. Ama bu dökülen yemekleri bir görmek ne demek istediğimizi anlatacaktır. Asker yemekleri de ayrı ayrı yapılıyor. Aynı gün 3-4 dualı yemeğin olduğuna şahit oluyoruz. Bir öğünde birden fazla yemek yenmeyince doğal olarak yemekler kalıyor. Dökülüyor. Malzemeye yazık, emeğe yazık.”
Konu, hepimizin yaşadığı ve bildiği bir konu. Biz dernek olarak öncülük etmek ve kamuoyunun dikkatini çekmek zorundayız. Daha iyi ve daha güzeli nasıl olabiliri konuşmak ve tartışmak için başkanımız Bekir Eser’in ev sahipliğinde bir toplantı organize edilecek. Buradan çıkacak güzel fikirlerle yazı, afiş ve bültenler hazırlanıp dağıtılacak, daha geniş kitlelere ulaşılacaktır. Destek olmak isteyenleri davet ediyoruz, katkı yapmak isteyenler derneğimizle irtibata geçebilirler. Yeni yazılarda görüşmek üzere, mutlulukla kalın, hoşcakalın.