Uzun süredir yaşadığımız “olağandışı”lık hız kesmeden devam ediyor. 15 Temmuz günü yapılan darbe girişiminden sonra “daha ne olabilir ki?” demeyin. Olağanın bir kere dışına çıkıldı mı artık ne zaman normale dönüleceği belli olmaz. Ahir zaman olduğuna dair kanaatlerin dillendirildiği bir dönemdeyiz. Önümüzdeki sürece ilişkin bir yorumda bulunmak oldukça zor. Gelin bu yazıda başka yazarlara kulak verelim. Milli Gazete’den İsmail Hakkı Akkiraz’ın 15 Temmuz darbe girişiminin nerelere uzandığını ortaya koyan çarpıcı yazısını birlikte okuyalım.
“Kıyamet savaşları; “Vadedilmiş Topraklar üzerinde Büyük İsrail’i” kurmak için mücadele eden batılı Siyonist güçler ile Müslümanlar arasında olacağı haber verilen bir savaştır. Bu savaşın olacağını ve Müslümanların bu savaştan zaferle çıkacağını bize peygamberimiz haber vermektedir: Allah Resulü (S.A.V) buyurmuştur: “Rumlar (Batının Siyonist ve haçlı güçleri) Amakya’da (Amik Ovası) Dabik’a (Mercidabık) inmedikçe kıyamet kopmaz. O zaman onlara karşı savaşmak üzere Medine’den, yeryüzünün en seçkinlerinden oluşan bir ordu çıkar. Bu ordunun askerleri saf saf savaş düzen alınca, Rumlar (Batı, NATO güçleri): Bizden esir edilenlerle aramızdan çekilin de onları öldürelim, derler. Müslümanlar: Hayır biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz, cevabını verirler. Bunun üzerine (Müslümanlar) onlarla savaşa tutuşurlar. Müslümanlardan üçte biri savaştan kaçarak hezimete uğrar. Allah savaştan kaçan ve hezimete uğrayan bu gurubun tövbesini asla kabul etmez. Üçte biri de samimi olarak savaşırken öldürülürler, bunlar Allah katında şehitlerin en faziletlileridir. Üçte biri ise (Batı, NATO güçlerini) hezimete uğratıp savaşı kazanırlar. Bunlar hiçbir zaman fitneye de düşmezler. Bunlar İstanbul’u da fethederler. (Fetihten sonra) bunlar, kılıçlarını (silahlarını) zeytin ağacına asmış ganimet taksim ederken, şeytan bağırır: ‘Ne duruyorsunuz, Mesih-Deccal çıktı, ailelerinizi kuşattı.’ Bu aslı olmayan haber üzerine yola çıkarlar. Ancak Şam’a geldiklerinde Deccal çıkmış olur. Müslümanlar savaş için hazırlık yapıp safları tanzim ederken, namaz için kamet getirilir, derken gökten Meryem oğlu İsa iner ve onlara imamlık eder. Allah’ın düşmanı (Deccal), Hz. İsa’yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi gibi, erimeye başlar. Eğer bırakacak olsa, kendi kendine helak oluncaya kadar eriyecekti. Ancak Allah onu, İsa (A.S.) eliyle öldürmeyi dilediğinden o, onu öldürür ve mızrağındaki kanını halka gösterir.” Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Günümüzde ABD’nin öncülüğünü yaptığı BOP projesi kapsamında bölgede yürütülen faaliyetler, bu hadiste bildirilen gerçeklere uygun olarak karşımıza çıkıyor. ABD’yi, AB’yi, İsrail’i bu savaşa zorlayan şey sahip oldukları Mesih inanışıdır. Irkçılığı kendisine din edinmiş inkârcı Yahudiler ile batının paralel örgütü evangelist Siyonist Hıristiyanlar, kurtarıcı olarak bir Mesih’in geleceğine inanıyorlar. Kurtarıcı Mesih’in gelmesi için “tanrının elini kıyamete zorlamak” gerekecektir. Bunun için özgür iradenin “Tanrı” tarafından çizilen kaderin dışına çıkamayacağına inanan siyonistler ve evangelistler bu kaderi zorlamak, “iyi” ile “kötü” arasındaki o büyük savaşla yani Armageddon’la, gelecek olan kıyametin ve kurtarıcı Mesih›in gelişini hızlandırmak için ellerinden geleni birlikte yapıyorlar. ABD’yi, AB’yi ve İsrail’i birlikte hareket etmeye sevk eden inanış bu “Mesih” inanışıdır. NATO bu inanışın bir gücü olarak bugün, İslam ve Müslümanlar ile savaşmaktadır. Bunlara göre savaşılması gereken kötülük İslam, kötüler ise Müslümanlar ve Siyonist ve evangelist olmayan bütün insanlıktır.
Irkçı Yahudilerin kurtarıcı olarak beklediği Mesih, Peygamberimizin, şerrinden Allah’a sığındığı “Deccal”dir. Deccal; yalancı, aldatıcı, hilekâr olandır. İlahlık iddiasında bulunacak, İslam ile savaşacak, Irkçı Siyonist Yahudilere öncülük ederek onların dünya hâkimiyetini sağlayacağına inanılan Deccal, beklenilen Yahudi kraldır. Bu deccal, kötülüğün ve kötülüklerin simgesidir. Peygamberimiz bu Deccal’ın çıkmasını kıyamet alametleri arasında saymıştır.
Evangelist Siyonist Hıristiyanların beklediği “Mesih” ise “Meryem oğlu İsa (A.S.)”dır. Bunlar, büyük savaş “Armageddon” çıktığında, “İsa Mesih” ineceğine ve sayıları milyarları bulacak bu Evangelist Hıristiyanları alıp onlar için hazırlanmış cennette yerleştireceğine inanmaktadırlar. Onlar, cennette yerleşik koltuklara oturacaklar ve “Armageddon”u oradan izleyen bahtiyar kimseler olacaklardır. Adamlar buna inanıyorlar ve bu inançları için mücadele ediyorlar. Bu gün yaşadığımız dünya, bu bozguncu “Siyonist ve Evangelist” akidenin tehdidi ve kuşatması altındadır. 15 Temmuz darbe kalkışmasının arkasında bu “Siyonist ve Evangelist” akide bulunmaktadır. Bu “Siyonist ve Evangelist” akidenin jandarmalığını ise ABD, AB birlikte yapmaktadır. Bu darbe kalkışmasının yönetildiği yerin “İncirlik Üssü” olduğunu bilmeyen yoktur. ABD yönetimindeki “İncirli Üssü’nden” kalkan tanker uçakları, meclisi bombalayan uçaklara havada ikmal yapmışlardır. Bu, ABD’nin bilgisi dışında gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeydir. Darbe sonrası ABD’nin ve AB’nin takındığı tavır, derin bir düşmanlığın eseridir. Siyonist ve Evangelist Batı’nın, inancının gereği olarak Türkiye’yi parçalamaya ve çıkarmaya çalıştığı “Armageddon” kıyamet savaşı ateşinin odunu yapmaya azmettiği bir ortamda bu işi ABD yapmadı demek, bir zavallılık ve gaflet halidir.”
Yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.