Büyük Fotoğrafa Bakabilmek

dunyagercegi

Bir olayı anlamak için sebebi ile birlikte sonucuna da dikkatli bakmak gerekir. Bunu, fotoğrafın tamamını görmek olarak adlandırabiliriz. Parçaya bakılarak yapılan bir değerlendirme yanıltıcı olabileceği gibi, zaman içinde inanılması zor bir hale bile gelebilir. Dünyadaki gelişmelerde bu durum çok daha fazla geçerlidir. Örneğin ABD’de 11 Eylül’de meydana gelen saldırılara sadece bu ülke ölçeğinde bakarsanız, sonrasında ABD’nin bunu gerekçe göstererek, Afganistan’a ve diğer ülkelere saldırmasını izah edemezsiniz. Büyük menfaatleri uğruna dünyanın birçok ülkesinde gizli-açık operasyonlar yürüten ABD kendi ülkesinde de benzer bir terör saldırısı ile hem Amerika milliyetçiliğini pekiştirmiş hem de yapmış olduğu kirli işleri bir süreliğine de olsa kamufle etmeyi başarmıştır.

Dünyada yaşanan birçok gelişmenin arkasındaki büyük fotoğrafa bakıldığında çıkan sonuç hep aynıdır. ABD öncülüğünde, İsrail, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği ırkçı emperyalizm, yürütmekte olduğu sömürü düzeninin devamı için gözünü hiç bir şey den sakınmadan, hiçbir insanı değeri dikkate almadan baskı ve zulümlerine devam etmektedir. Yeri geldiği zaman sözde uluslararası örgütleri kullanır, yeri geldiği zamanda bizzat kendileri eyleme geçmektedirler. İşlerine gelmeyen durumlarda yine bu örgütleri kullanarak insanlığın yararına olacak en ufak bir adım dahi attırmamaktadırlar. Tarihin tanık olduğu Bosna katliamını hatırlayın. Aylarca bir müdahalede bulunmadan seyrettiler. Şimdi de, Myanmar Hükümetinin Arakanlı Müslümanlara yönelik tüyler ürperten katliamlarına seyirciler. Suriye’de ise müttefik ve güya dost dedikleri ülkelerle top çeviriyorlar. Yazmakla baş olmaz. Afganistan’a getirdikleri barış, ne biçim barış ise hala yanlışlıkla masum siviller ölüyor. Irak deseniz ayrı bir konu. Ne hazindir ki, bu ırkçı emperyalizmin getirdiği barıştan sağ kalanlar hala mutluluktan değil, nerede ve ne zaman patlayacağı bilinmeyen bombalardan havaya uçuyorlar. Liste uzun, Somali, Libya, Mali…

Peki, ne yapılmalıdır? Bir kere olaylara bir parti, bir cemaat, bir ideoloji ve bir izm penceresinden bakma yanlışından vazgeçilmelidir. Tüm yaşananlara önce; yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı, neslin korunması hakkı ve en önemlisi akıl sağlığının korunması hakkı açısından bakmak gerekir. Bu hakların her insanın doğuştan gelen temel hakkı olduğu gerçeği ile olaylar değerlendirilmelidir. Sonrasında, ülkemizde ve dünyada yaşanan hangi gelişme kısa, orta ve uzun vadede nasıl kimlerin menfaatine ya da zararına sonuçlanıyor ona bakmak yeterli olacaktır. İnsaf ve vicdan sahibi insanların aynı gerçeği görmesi zor değildir. Gördükten sonra gereğini yapmak ta. Haftaya yeni konularla tekrar buluşuncaya kadar, sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık