Burada Bir Okul Var, Yakında!

karaculha-cok-programli

Bir beldenin ortak kullandığı alanlar o beldede yaşayan insanların aynasıdır. Toplumun tamamının istifadesine sunulan mekânlara bakarak o belde insanları hakkında az çok fikir yürütebilirsiniz. Ortak mekânlardan parklar, hizmet binaları ve camiler bugünü özetlerken, okullar ise; hem bugünü hem de yarınlarını yansıtır. Bir okulun bahçesinden geçip koridorlarında dolaştığınızda o beldenin on beş, yirmi yıl sonrasını, kısaca geleceğini görebilirsiniz.

Karaçulha ile ilgili kaleme aldığım her yazıda mutlaka iki hususa vurgu yapmaya dikkat ederim. Birincisi Karaçulha’nın çok köklü bir geçmişe sahip olduğu, ikincisi de çok büyük imkânlara sahip olduğudur. Siz, bu satırları okumaya henüz başlamışken, bu yazının konusunun, altını çizdiğim hususlarla bir türlü aynı paralele getiremediğimiz Çok Programlı Lisesi olduğunu belirteyim. Karaçulha Çok Programlı Lisesi’nin tarihini ve perde arkasını ve bugününü, âcizane iliklerine kadar yaşamış birisi olarak kayıtlara geçmeye çalışacağım.

2001 Eylül ayına kadar Karaçulha’da, ilköğretimden sonra okumaya devam edecek öğrenciler eğer sınav kazanıp başka bir ile gitmemişse Fethiye’de bulunan liselere devam ediyordu. Çoğunlukla Fethiye Lisesi olmakla birlikte, Endüstri Meslek, Kız Meslek, İmam Hatip Lisesi ve Ticaret Turizm Meslek Lisesi tercihlerden biri oluyordu. Tuğrul Yılmaz’ın İlçe Milli Eğitim Müdürü olduğu 2001–2002 Eğitim Öğretim Yılında Celal Tugay’ın kurucu müdürlüğünde Karaçulha Çok Programlı Lisesi eğitim faaliyetlerine başlar. Lise kurmanın şartlarının ağır olması sebebiyle, hem genel liseyi hem de meslek bölümlerini barındırabildiği için, çevre belde ve köyler de dikkate alınarak Karaçulha kavşağında bulunan Şehit Mustafa Gökdal İlköğretim Okulu binası Karaçulha Çok Programlı Lisesi yapılır. Bina, daha önce, kısa bir süre Fethiye Endüstri Meslek Lisesine, Anadolu Lisesine ve hatta üniversiteye ev sahipliği yapmış, bu özelliğiyle de, benzersiz binalardan birisidir. Bina en son ilköğretime dönüştürülmüş olduğu için mevcut öğrenciler yakın mesafede bulunan beldenin diğer ilköğretim okulları olan Çalıca İlköğretim’e ve Karaçulha İlköğretim’e yönlendirilir. Yönlendirme sürecinde bazı sıkıntılar yaşanır ve ilköğretimin kapatılıp binanın liseye verilmesi yargı sürecine taşınır.

2001–2002 Eğitim Öğretim Yılı sonu Haziran ayında, kendi köyünde çalışmak isteyen birçok öğretmen gibi, tercihim sonucu beldemin bu ilk ve tek lisesine atandım. Öğrenim hayatım boyunca devam ettiğim okullar, çoğunluk ya birinci ya da ikinci öğretim yılında oluyordu. İlkokuldan sonra gittiğim Bitlis Anadolu Lisesinin ikinci yılı, Fethiye Endüstri Meslek Lisesinin de Harita Kadastro bölümü olarak ilk yılıydı. Öğretmenliğin ikinci okulu da birinci yılının sonunda idi. 2002–2003 Eğitim Öğretim Yılı dönem ortasında mahkeme kararı ulaştı okula. İlköğretim zorunlu olduğu gerekçesiyle bina tekrar Şehit Mustafa Gökdal’ın oluyordu. Bina bulunamadığı için de lise daha ilk mezunlarını veremeden kapanma durumuyla karşı karşıya kalıyordu. O dönem, bu iki okul üzerine yapılan sığ tartışmalara ve daha sonra birçok kurum temsilcisiyle yaşadığımız olumsuzluklara yer vermiyorum, veremiyorum kusura bakmayın!

Lisemiz beldemizden gitmesin diye herkese anlatmaya başladık. Üst yöneticilere, siyasilere, yerel idarecilere herkese gittik. Ankara’da TBMM vekil odalarına kadar. Bina bulunması gerekiyordu. Bulunamazsa; genel lise Fethiye Lisesine, Çocuk Gelişimi Fethiye Kız Mesleğe, Büro Hizmetleri bölümü de Üzümlü Çok Programlı Lisesine planlanıyordu. Kararlıydım, kararlıydık. Celal Beyin, okul derneğine üye kaydedip yeni bir yönetimle çalışma önerisiyle yeni isimler kaydettik ve yaklaşık on dokuz kişinin katıldığı bir ev toplantısı sonunda yeni yönetimi belirledik. Abdullah Boz, Ergür Koç, Turhan Kovancı ve diğerleri… Zaman daralırken başarısız olma düşünceleri de artıyordu etrafta. Kocaeli Valiliğinin internet sitesinde deprem prefabriklerinin satışa çıkarıldığı haberini görünce acaba olur mu diye çok düşündüm. Fakat bu sefer de yer yoktu. İnanın prefabrik okul olur muymuş diyen çok oldu. Bir kere kafaya koymuştuk lise Karaçulha’da kalacaktı. Geçici de olsa bu bir çözüm fikri benimsendi. Yer için Karaçulha İlköğretim Okulunun bahçesinde etrafı duvarla çevrili bir boş saha uygun görünüyordu. İlköğretim idaresi ise buna doğal olarak karşı çıktı. Prefabriklerin alınması için para da yoktu. Kim vermişti fikri hatırlamıyorum ama prefabrikleri bedelsiz tahsis ettirmenin peşine düştük. Kurulum masrafları için, 25 Ağustos’ta, belki de tarihte ilk defa yaz tatilinde bir okul gecesi yaptık. Karaçulha İlköğretim Okulunun bahçesinde. Öğrenciler çağrıldı. Ki onlar sürekli ne olacak acaba diye irtibat halindeydiler okulla. Sunuculuğunu yaptığım gecedeki takdim cümlelerini bile hatırlıyorum desem inanır mısınız? Rahmetli Emin hocamızı bile unutmamış, geceye davet etmiştik. Nuri Öztürk açık arttırmada jübilesini yapmış olmasına rağmen okul hatırına bizi kırmayıp bir kez daha açık arttırmayı sundu. Başlarken, ‘başbakana açık mektup’ okumuş ve ‘temsilen gönderiyorum’ demişti. O gece gerçekten büyük yardım toplandı. Açık arttırma sonunda ağalığı Fevzi Aktan alırken, hepsi eski rakamla yaklaşık 13,5 milyar toplandı. Yardım edenleri kurduğumuz sinevizyonla anında ekrana yansıtıyorduk. O ekrana yansıttığımız bir görüntü daha vardı o gece. Avdan mevkisinde bulunan Köy Hizmetleri Şefliğinin altındaki boş arsa. Okulun buraya yaklaşık 13 dönümlük alana yapılacağı mesajını veriyorduk. Malum, sonraları orası niye hiç gündeme gelmedi ben de bilmiyorum.

O dönemde, en çarpıcı olay ise; yardım etmek için kenetlenen ekibin çalışması olmuştu. Kaymakam Cengizhan Aksoy’un da yardımıyla müftülükten para toplama izni aldık. Tam 30 camiden 60 kişi yardım toplamak için dağıldık bir cuma günü. Tekin Arıkan, Volkan Koyuncu, Muzaffer Erdoğan, Hayri Özde, Mevlüt Koç, Abdullah Boz, Turhan Kovancı, Mehmet Çayanoğlu, Yücel Koç, Ergür Koç, Nuri Koç, Osman Toru, Hilmi Sarışlı, Hasan Hüseyin Şerbetçi, Yusuf Poliçe, Erdoğan Erenoğlu, Hüseyin Koç ve Alim, Adem Malpınar, Ali Kazandere, Ali Dikik, Yusuf Kazak, Ramazan Kazak, İbrahim Güngörmez, Bayram Güngörmez, Hamdi Kaşıkcı, Osman Dağlı, Mehmet Çilek, Zafer Topuz, İsmail Uysal, Mehmet Kuşgöz, Erdinç Hoca, Hüseyin Sabancı, Özer Çakal, Recep Çam ve Alaaittin Meteriz. Dilaver Dağlı ile birlikte bende Tekke Gül camisinin yolunu tuttuk. Kapıya kutuyu koyup bekledik, cemaatin gözünün içine baka baka. 92,75 TL ile dönmüştük. En çok para Çalıca Camisi ile Fethiye Merkez Yeni camiden toplanmıştı. Toplam 2,5 milyara yakın toplanan para makbuz kesilip teslim alındı. Bir taraftan da büyük şirketlere mektup yazıyorduk. Koç’a, Sabancı’ya, çoğuna. Maalesef hiç olumlu cevap gelmedi. Yazdığımız köşe yazarlarından sadece Akşam Gazetesinde yazan, rahmetli Şakir Süter taşıdı konuyu sütunlarına. Tahsis için uğraştığımız, Ankara’da geçen o üç günü yazı uzamasın diye anlatmıyorum burada. İki şey var aslında. Birincisi aynı tarihe denk geldiği için kız kardeşimin Tokat’da nişanına gidemedim. İkincisi de, üniversite de beş yıl boyunca her gün önünden geçtiğim Yatırım ve Tesisler Daire başkanlığında üç gün nöbet tuttuk.

Tahsis için 15 adet prefabrik talep etmemize rağmen, ‘sökümü, nakliyesi, montajı, bakımı, onarımı ve muhafazası Muğla Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünce karşılanmak üzere’ denilerek 8 adet verildi. Fakat bütün masrafları dernek vasıtasıyla yine hayırseverler karşılamış oldu. Prefabriklerin nakliyesi yapılırken Karaçulha Belediyesi prefabriklerin kurulacağı alanın betonunu döktü. Daha önceden bu bölgede böyle bir iş olmadığı için prefabrik kuracak usta bulamadık. En son, bin rica minnet prefabrikleri dikebileceğini söyleyen bir usta ile anlaştık. Sağolsun, anlaşmasına anlaştıkta bir aydan fazla kurulum bitinceye kadar işin başına getirmek için telefon üstüne telefon, olmadı her sabah git Çatalarık’taki işyerinden zorla getir. Bir ay boyunca Ağustos sıcağında her gün amele gibi okula gelip öğrencilerle o duvarlara omuz verdik. Velilerimiz el verdi, çalıştı. Traktörlerin biri girdi biri çıktı. Eylül ayı sonlarına doğru okul taşındı. Karaçulha İlköğretim Okulu bahçesine yapılan prefabrik binalara. Bu esnada, okulun açıldığı günlerde kavşakta bulunan eski binada hem ilköğretim hem lise öğrencileri aynı binayı paylaşmak zorunda kaldı.

17 Ekim 2003’de yeni prefabrik okul bahçesinde açılış yaptık. Milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanı, daire amirleri, davetliler ve öğrenci velilerimiz katıldı. Çok güzel vaatler yapıldı. Videosu var bende. Arzu edenlere verebilirim. Unutamadığım bir hata oldu o programda. Emeği geçenlere plaket verdik. Yaklaşık yirmi tane. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uzunoğlu ile kim kime verecek hepsini yazdık. Fakat milletvekilinin birisi geç katılınca, Mehmet Uzunoğlu’nun müftü Ertuğrul Koyuncu’ya vereceği plaketi atlamışım. Program bitince bir sitem, bir sitem, haklı olarak tabiî ki. Hatta sonrasında, sendika başkanı olduğum dört yıllık dönemde bile eritemedim o gün oluşan buzları. Sonrasında, eğitim öğretim yağmurla, çamurla. Bir kamyon mıcıra hasret bahçe. Bir sınıfın sesi öbür sınıfta. Lakin başarı geldi yine öğrencilerimizden, birçoğu üniversiteye yerleşti. Öğretmen olup bu bölgede göreve başlayanlar bile oldu.

Arsa ve yeni bir bina için, başta okul müdürü Önder Genç ve Okul Aile Birliği başkanı Emin Kızıl olmak üzere çok çabalar oldu. Fakat o dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik Marmaris’e gelinceye kadar bir gelişme olmadı. Genel Müdürler Fethiye’ye de geldiler. Okulu da ziyaret ettiler. Ve yeniden, çelik konstrüksiyon binalar için söz alındı. Yer konusu da belediyenin öncülüğünde ormandan okulun şimdiki yeri için tahsis edilerek çözüldü. Karaçulha İlköğretim Müdürlüğü görevinde bulunduğum dönemde de lisenin başarıları devam etti. Beldeyi en iyi şekilde temsil etti. Şubat 2009 tarihinde şimdiki yerine Karaçulha Sebze halinin arkasına taşındı. 2 adet 8 derslikli yeni prefabrik binasıyla. Bu satırların bazı bölümlerini yazarken yağmur vardı. Bir binadan öbürüne gitme imkânı yok. İki sınıf toplamı bir mevcudu bile bir araya getirecek bir salon bulunmuyor. Fizik, kimya, dil vb. laboratuarlar sormayın. Şimdilik yok. Henüz okul bahçesinde bir futbol ve basketbol sahası bile mevcut değil. Öğrencilerin ülke ve dünya çapındaki rakipleriyle yarışabileceği eğitim araçları, donanım ve salonları yok. Peki, ne mi var? Belde ve çevresinden gelecek öğrencileri yetiştirmek üzere hazır, hepsi ufku açık vizyon sahibi canavar gibi eğitim kadrosu var. ‘Bize imkân verin, başaralım’ diyen pırıl pırıl öğrencileri var.

En azından, Üzümlü Çok Programlı Lisesi binası gibi, Çamköy İlköğretim Okulu binası gibi 3-4 katlı geniş, her türlü donanıma sahip bir okul, öğrenci yurdu, her türlü mesleki ve spor alanları bulunan bir eğitim kampüsü olsa, Fethiye’nin de yükünü hafifletmez mi? Fethiye havzasının yarınlarına yapılmış büyük bir yatırım olmaz mı? Bir kerecik de olsa devlet yatırımıyla, ya da, yine yine milletin desteğiyle Karaçulha’ya kazandırılsa! Topyekûn, ufukta ve umutta bir çığır açılsa…

Yukarı Çık