Ülkemizde televizyon kanallarının dizi mantığını anlamak mümkün değil. Birçok şeyi anlamak zaten imkânsız diyeceksiniz ama bu biraz daha derin. İster ticari kaygılar deyin ister reyting bunu sağlıklı bir şekilde izah edemezsiniz. Geçtiğimiz hafta yayına giren bir okul dizisinden bahsediyorum. Daha önce de benzerleri de yayınlanan ve hatta yayınlanmakta olan okul dizilerinin bu sonuncusunda eğitim camiasını aşağılama ve saçmalama artık zirve yapmış. Eğitim camiası diyorum çünkü müdüründen öğretmenine, hademesinden öğrencisine kadar hepsinin olumsuz örnekleri bir araya toplanıp dizi diye ortaya atılmış. Komedi dizisi olması başlı başına bir komedi. Yani, memleketin en önemli unsurlarından birisi olan eğitimin ağlanacak haline her hafta gülünecek. Sade suya tirit hesabı araya da birkaç da düşündüren sahne işlem tamam. Yesin millet!
Dizilerle ilgili daha önce; “Dizini Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim” başlıklı yazıda yazmıştım. Bazen diziler bir beklentinin ve toplumsal havanın sonucu olur, bazen de bir dizi ile toplumda hava oluşturulur. Örneğin bir kahramanlık manzumesi olay yaşanır ve filme alınması kaçınılmaz olur. Çok hüzünlü bir hikâye yaşanır, dizi olur anlatılır. Çoğunlukla da toplumu bir konuda yönlendirmek için filmler ve diziler çekilir. Bu konuda mesela Hollywood pek mahirdir demiştim. Bu anlamda okul dizilerinin iyi bir amaca hizmet ettiğini söylemek mümkün değil. Günümüzde medyanın toplumu yönlendirme ve etkileme gücü ortada. Çocuklar ve gençler üzerindeki payı eğitim kurumlarından ve ailelerden bile fazla olmaya başladı. Akşam izlenen bir dizideki bir cümleyi, espriyi ya da bir hareketi ertesi gün hemen hemen bütün okullarda öğrencilerin ağzından duymak mümkün. Hal böyle iken olumsuz modelleri alıp öğrencilerin önüne koymak hangi amaca hizmet eder? Dizideki ifadeleriyle; gestapo okul müdürü, evde kılıbık okulda gaddar öğretmen, pepe edebiyat öğretmeni, süsüne düşkün müdür yardımcısı, her türlü üçkağıt, fırıldak başının altından çıkan öğrenci, cehennem zebanilerinden oluşan sınıf… Diziyi izlemeye devam edemedim. Burada da devam edemiyorum. Her türlü rezillikten bir parça al sonra da “genç bunlar, hoşgörün” mesajıyla sun. Eğitim gibi hayati bir alanda, sonunun nereye varacağını düşünmeden yapılan işlerin faturasını bir kesim değil tüm toplum, bütün bir millet öder. Başta yetkililer olmak üzere herkesin azami hassasiyet göstermesi gerekir.
Kendi adıma üzerime düşeni yaptım ve RTÜK’e bu mesajı attım. “…….. adlı dizideki eğitim kurumlarını ve unsurlarını aşağılayan anlayışı kınıyorum. Geleceğimiz olan öğrencilerimiz üzerinde olumsuz model oluşturabilecek bu dizinin yayından kaldırılması için üzerinize düşen sorumluluğun gereğini yerine getireceğiniz beklentileriyle saygılarımı sunuyorum”. Başta eğitim camiası olmak üzere sizlerin de RTÜK başta olmak üzere ilgililere tepkinizi göstereceğinizi umuyorum. Haftaya inşallah güzel konularla tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu ve huzurlu kalın, hoşcakalın.