Ülkemiz idari yapısı, 2011 yılı içinde yeni bir yönetim kademesi ile tanıştı. Bakan yardımcılığı olarak adlandırılan bu makam, bakandan sonra, müsteşardan önce gelmesi öngörülerek mevcut bakanlıklar bünyesinde ihdas edildi ve Haziran 2011 tarihli ve 27958 sayılı Resmî Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan “3046 Sayılı Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” ile uygulamaya geçirildi. Yüksek lisans ödevim olan bakan yardımcılığı konusunu bugünkü yazımızda değerlendirmenin uygun olacağını düşündüm.
Bakan yardımcılığı yeni bir idari uygulama olmasının yanı sıra mevcut anayasada ifadesini bulan bir kurum olmadığı için doğal olarak bir olumlu ve olumsuz değerlendirmelerin odağında bulunuyor. Yürürlüğe giren yasal düzenlemede; “Bakan yardımcıları, bakana bağlı olarak bakana ve bakanlığa verilen görevlerin yerine getirilmesinde bakana yardımcı olmak üzere bakan yardımcısı atanabilir. Bakan yardımcıları bu görevlerin yerine getirilmesinden bakana karşı sorumludur. Bakan yardımcıları hükümetin görev süresiyle sınırlı olarak görev yapar, hükümetin görevi sona erdiğinde, bakan yardımcılarının görevi de sona erer. Bakan yardımcıları gerektiğinde hükümetin görev süresi dolmadan da görevden alınabilir. Bakan yardımcılarına en yüksek devlet memuruna mali haklar kapsamında yapılan ödemelerin yüzde yüz ellisi oranında aynı usul ve esaslar çerçevesinde aylık ücret ödenir” deniliyor. Bakan yardımcılığına atanma şartları, yetki, alt sorumluluklar ve disiplin amirliği konularına yer verilmemiş. Özellikle, bakan yardımcılığı düzenlemesinden önce, bakanlıkta aslında bakan yardımcısı gibi görev yapan müsteşarlarla hukuki ilişkilerine açıklık getirilmemiş durumda.
Müsteşarların müsteşarlığa gelinceye kadar bağlı oldukları süreçler bellidir ve yasal olarak çerçevesi çizilmiştir. Bakan yardımcılığına atanma ile ilgili ise herhangi bir şart konulmamış olmasının yanı sıra, düzenlemenin çıkarıldığı dönemde hükümet yetkililerince ilkokul mezunlarının bile atanabilmelerinin mümkün olabileceği vurgulanmıştır. Uygulamada gerçekleşmeyecek bile olsa, bakanlıkta üst düzey bir makamın çerçevesinin net bir şekilde ortaya konulması kamusal sistemin sağlığı açısından gereklidir. Özel sektörde ve çalışma hayatlarında başarılı olmuş, ülke yönetiminde faydalanılması düşünülen kişilerin bu sistemle göreve gelmeleri kolaylaştırılmıştır. Uzun yıllar görevde olan hükümetin bakan yardımcılığı kadrosunu oluşturma gerekçesinin de bu olduğu basına yansımıştır. Olumlu yanları olabilecek uygulamada göreve gelen bakan yardımcılarının çalışacak olduğu alt kademelerin hali hazırdaki personel olması sebebiyle uyum sorunları çıkabilecektir. Resmi prosedüre bağlı olarak çalışacakları için, eğer kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmazsa, mevcut bürokratik silsileye bir yenisi daha eklenmiş olacaktır.
Hali hazırdaki kamu yönetimi işleyişinde bakanların seçilerek gelmeleri siyasi sorumluluklarını oluştururken, bakanlıkta görevli tüm memurların en üst amirleri olmaları idari sorumluluklarını gerektirmektedir. Bakanlar gibi hükümetin görev süresiyle sınırlı çalışacak, bir başka ifadeyle hükümetle gelip hükümetle gidecek bakan yardımcılarının siyasi konumlarının olup olmayacağı, olacaksa nasıl olacağı elbette zaman içinde görülecektir. Yetki ve sorumlulukları belli olan bakanların yardımcılığını yapacak bakan yardımcılarının aynı yetki ve sorumluluk olmadan nasıl görev yapabilecekleri de zamana bırakılmış gibi görünüyor.
Sonuç olarak, bakan yardımcılığının uygulandığı ve başarılı olduğu ülkeler olmasına rağmen, Türk idari yapısının da kendine has özellikleri olduğu ortadadır. Başarılı olup olmayacağını zaman içinde görmek mümkündür. Bakandan sonra gelen üst düzey bir makamın oluşturulması öncesi belki de, tüm boyutlarıyla akademik anlamda tartışılıp değerlendirilerek ortaya konulabilirdi. Bundan sonraki süreçte ise uygulama artık hayata geçmiştir ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, eksikliklerinin giderilmesi, kamu yönetimi sürecine üst düzeyde katkısının sağlanmasına çalışılmalıdır. İnşallah planlandığı sonuçları getirir. Ülkemize hayırlı olur. Yeni yazılarda buluşuncaya kadar, sağlıklı ve mutlu kalın, hoşcakalın.