Aynası İştir Eğitim Öğretimin

Eylül ayı eğitim öğretim yılının başlama dönemi olduğu için hepimizi yakından etkileyen bir ay. Okul öncesi eğitime başlama yaşının dörde kadar indiğini göz önüne alırsak, dört yaşından ömrün sonuna kadar Eylül ayının bir ayrıcalığı olduğunu göreceğiz. Öğrenciysek bizzat, veli isek yakinen sürecin içindeyiz. Okul seçimleri, öğretmen tercihleri, kıyafetler, defterler, yardımcı kitaplar, servis, yemek işleri derken bir telaşın ortasındayızdır.

Eğitimin önemini hatırladığımız tek ay da bu aydır. Eylül ayının çıkmasıyla birlikte eğitimle ilgili konularda gündemimizden çıkar. Eğitim çok geniş bir konu. Bu yazıda uzun uzun masaya yatıracak değiliz ancak farklı bakış açısıyla bir hususu yazalım. Takip eden okuyucularımız bilirler, bu konu sıkça köşemizde yer bulur. Eğitim denilince bizim ülkemizde genellikle eğitimin ne olduğu, ne olması gerektiği, nasıl olması gerektiği atlanır ve hemen öğretimin sorunlarına geçilir. Özellikle öğretimin diyorum çünkü eğitim ve öğretim birbirine karıştırılır.

Herkesin durduğu yere göre eğitim ve öğretime bir bakışı ve hâkim anlayışı var. Bu işte görevli en baştaki yetkililerden tutun da sokaktaki en az ilgili olan sade vatandaşına kadar bu böyle. Mesela, sadece değerlendirme açısından bakalım. Herkes başarıyı rakamsal sonuca bakarak değerlendirir hale geldi. Daha kaba tabirle; skor tabelasına bakılıyor. “Kaç öğrenci sınav kazanmış? Fen Lisesi kaç tane? Hangi üniversiteye yerleşmişler?”…  Son yıllarda bir de illerin ve ilçeleri başarı sıralaması komedisi var ki sormayın gitsin. En başta bunu, maalesef hiç yapmaması gereken eğitim camiası yapıyor. Var olan imkânlar ve sunulan hizmet eşit mi ki böyle bir değerlendirme yapılıyor. Hem sınav sonuçlarına endeksli bir sistemin yanlışlığına vurgu yapıyoruz. Hem de bilinçaltlarına, yarış ortamını kızıştıracak şekilde ‘hodri meydan’ diyoruz. İş sınavlara endekslendi mi tamam! Gelsin kurslar, gitsin hocalar, dershaneler, etütler, kocaman kocaman test kitapları, yaprak testler alıp başını gidiyor. Uzatmayayım bizim sistem, mevzuatında yazıldığının aksine ‘sınav kazanma sistemi’ oluveriyor. Ahlak, vicdan ve meslek eğitimi anca ‘teselli’ bölümünde kendine yer bulabiliyor.

Bu cümlelerden sonra hemen şunu sorabilirsiniz; “peki o zaman başarıyı nasıl değerlendireceğiz?” Cevabı çok kısa; sonuca bakarak. Bu sonuç sınav sonucu değil tabii. Resmin tamamını gösteren genel sonuç. Diplomaların bir yerde bitmesiyle başlayan süreçten bahsediyorum. On beş yirmi yıl önceki, ‘En iyi’ ziraat fakültesini kazandıran eğitim ve öğretim sistemi bugün Türkiye’yi tarımda dışa bağımlılıktan kurtardı mı? Yine, bilmem kaç yıl önceki en iyi denilen metotlar uluslararası bilim camiasına ve yeni buluşlara yön veren bilim adamlarımızın olmasını sağladı mı? Bilgisayar yazılım ve donanım teknolojisinde dışa bağımlılıktan kurtulduk mu? Dışarıya otomobil, ağır sanayi ve silah ihraç ediyor muyuz? Dünya sanatına, kültürüne yön veren kaç sanatçımız var? Kitleleri peşinden sürükleyen kaç sporcumuz ya da profesyonel takımımız var? Ya da bundan birkaç yıl sonra bugünkü eğitim öğretim sistemi ile bunları yapabilecek miyiz? Hiç uğraşmayın! Başta söyledim, cevabınız durduğunuz yere göre değişecektir. Uç noktalarda gezinmeye gerek yok. İstisnalar da vardır, daha iyiye gidenler de. Hapishane ve adliye saraylarının artması, ödenmeyen çek ve senetler yığılmasıyla eğitimi, terörle mücadelede heronların bakımına takılmayı ve uzaya gönderilecek uyduyu falanca ülkenin yapmasıyla öğretimi değerlendirin.

Bazı yazılardan sonra aldığım geleneksel, ‘bir yerleri eleştirmiş yine’ şeklinde tepkiler alır mıyım bilmiyorum ama kesinlikle uçlarda olmadığımı belirterek,  Fuzuli’nin ilçemizdeki son günlerin moda dizeleriyle bitireyim. “Söylesem tesiri yok, sussam gönlüm razı değil.”

Yeni umutlar ve yeni beklentilerle bir yenisine daha başlanan eğitim öğretim yılında, tüm eğitim camiasına ve velilerimize başarılar diliyorum. Tam manasıyla, iyiye, hayırlıya, adaletliye, doğruya ve güzele götürecek eğitim ve öğretim sistemi özlemleriyle, tekrar buluşuncaya kadar mutlu ve huzurlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık