Titanic’ten Günümüze

Titanic ismini duymuşsunuzdur. Meşhur bir filmi de var belki izlemiş de olabilirsiniz. Tekrar hatırlayarak başlayalım yazımıza. Titanic; bundan yüz yıl önce, çok iddialı bir şekilde yapımı tamamlanarak denize açılan ve o dönemin batmaz denilmesine rağmen ilk yolculuğunda denizin dibini boylayan ünlü İngiliz gemisidir. Titanic’e bakıldığında, geminin yapımına başlanmasından batışına kadar birçok gariplikler görmek mümkün.

White Star Line şirketi o dönem batması imkânsız bir transatlantik yapımına başlandığını belirterek reklama başlıyor. Nitekim o dönemin en büyük ve lüks yolcu gemisi olan Titanic, içinde büyük yemek salonlarından hamamlara kadar her türlü donanımla denize indiriliyor. Gemi ilk yolculuğuna çıkacak ama böyle bir gemide yolcu olmak kolay değil tahmin ettiğiniz gibi. Zenginler, ünlüler, uyanıklar, adamını bulanlar filan derken gemi iki binin üzerinde yolcusuyla, görkemli bir uğurlama töreni ile ABD’ye gitmek üzere yola çıkıyor. Yol uzun ve okyanus geçilecek, gemide her türlü eğlence ve sefahat düşünülmüş. Garipliklerle dolu demiştim ya geminin hikayesi, gemiye alınan insanlar maddi imkânlarına ve sosyal konumlarına göre katmanlara ayrılmışlar. Birbirlerinin bölümüne geçmek de öyle kolay değil. Asiller, soylular, zenginler, ünlüler, hizmetkârlar vesaire vesaire…

Titanic Atlas Okyanusu’nu geçerken bir buzdağına çarpıyor ve birçok bilinmeyeniyle birlikte sulara gömülüyor. Çok az insan kurtulabiliyor. Geminin batış nedeni üzerine birçok şey söyleniyor. Bugün bile hala tartışılmaya devam ediliyor. Kaptanın intihar ettiğinden tutunda geminin batışı esnasında kurtarılma önceliğinin birinci sınıf yolculara verildiğine kadar düşündüren ağır iddialar.

İlgiyle, hakkında yazılanları araştırmaya ve okumaya devam ettiğim Titanic ile ilgili paylaşmak istediğim mesaja geçeyim. Birçok olayda olduğu gibi, geminin batışıyla ilgili tespitler fikren durulan yere göre yapılmış. Onlara girmiyorum. Anadolu Gençlik dergisinde Seyid Çolak ise, Titanic ve Dünyamız isimli yazısında, Titanic’ten yola çıkarak günümüz dünyasına çarpıcı tespitler yapmış. Birlikte okuyalım.

“Titanic’te yaşananlar acı olaylar günümüzde tüm ayrıntılarıyla önümüze serilirken, yaşadığımız dünyanın da Titanic’ten çok farklı olmadığını görebiliriz. Nijer’de bulunduğum sırada, insanların bir parça ete sahip olabilmek için birbirleriyle nasıl kavgaya tutuştuğunu ve günü tok kapatabilmek adına nelerle mücadele ettiğini görünce daha çok farkına vardım. Aslında dünya bizim için büyük bir gemi ve biz bu gemide yolculuk edenleriz. Yoksul, orta halli ve zengin insanların yaşadığı bir ‘yer’deyiz. Acıya ortak olanlarla kapışmak değil derdimiz. Acıyı görüp de gözünü kapayıp arkasını dönenlerle asıl kavgamız. “Müslüman”ım diyebilen ve şatafat içerisinde yaşarken insanlığı zerre kadar düşünmeyen insan müsveddelerinin Titanic’te bulunan birinci sınıf yolculardan pek farklı olmadığını görebiliyorum. Çok fazla parası olduğu için bir milyar dolar gibi bir para yatırıp, bir İngiliz kulübünü şampiyon yapma başarısını gösteren görgüsüzün, açlıktan ölen bir çocuğu kurtarmanın daha kıymetli olduğunun farkına varamamasıdır asıl bizi korkutan. Onun için su aldığımız gemide dibe boylamadan önce bir şeylerin fark edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece düşünüyorum.”

Haftaya yeni yazı ve farklı konularla tekrar buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık