Eğitim Sistemimiz Mercek Altında

Televizyon ve gazetelerde son günlerde eğitim ile ilgili haberlerde artış var. Ülkenin tümünü doğrudan ilgilendiren eğitim sistemi ile ilgili yapılması düşünülen önemli bir değişiklik söz konusu. Sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim, orta öğretim ile birleştirilerek on iki yıla çıkartılıp 4+4+4 şeklinde kademelere ayrılması planlanıyor. İktidar partisi grup başkan vekillerinin 20 Şubatta TBMM’ne vermiş olduğu kanun teklifi ile süreç resmen başladı. Kanun teklifinin gerekçesini ve teklifin ayrıntılarını meclisin internet sitesinde bulabilirsiniz. Geç de olsa, eğitim konusunun en üst düzeyde ele alınması oldukça önemlidir. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulamasının değerlendirmesini yapmaya yeterli süre oluşmuş ve başarısız olduğu görülmüştür. 7 yaşındaki bir öğrenci ile 15 yaşındaki bir öğrenciyi aynı binada eğitime almanın olumsuzlukları bir tarafa, ortaöğretime devam etmek isteyenlerle, mesleki eğitime gitmesi gerekenlerin aynı sınıfta aynı müfredata tabi tutulmalarının yanlışlığı tecrübe edildi.

Eğitim sistemimizin iskeletini oluşturacak ve birçok alanı yakından etkileyecek değişiklik daha çok tartışılacaktır. Bu yazıda, basına yansıyanların aksine, konunun görüşüldüğü en üst merci TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor alt komisyonunun tutanaklarına yer vermek istiyorum. Destekleyen ve karşı çıkan görüşleri tutanaktaki ifadeleriyle paylaşıyorum. Komisyon siz bu satırları okurken çalışmalarına devam ediyor olacak. Elbette yeni teklif ve öneriler gelecektir.

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer verilen kanun teklifini yetersiz bulduklarını öne sürerek, kesintisiz eğitim uygulamasının olumsuz yönleri olduğunu savundu. Özer, ilköğretimin kesintili olmasının ve iki kademeli hale getirilmesinin doğru bir adım olduğunu söyledi. Ortaöğretim için ise yasal zorunluluk değil, teşvik esaslı zorunluluk algısının üretilmesi gerektiğini anlatan Özer, okulöncesi eğitimin isteğe bağlı ve 1 yıl, temel eğitimin kesintili 8 yıl, ortaöğretimin ise isteğe bağlı ve 4 yıl olması teklifini getirdi.

TESK Genel Sekreteri Naci Sulkalar mesleki eğitimin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir maddenin teklife eklenmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’de mesleki eğitimde yönlendirmenin eksik olduğunu ve bunun da yaş ile ilgili olmadığını, 4+4+4 uygulamasıyla çözülemeyeceğini savundu. Sulkalar, meslek ile ilgili bilgilendirme için 11 yaşın çok erken olduğunu ifade ederek, o yaşlarda çocuğun ilgisinin ortaya çıkamayacağını ileri sürdü.

Eğitim Reformu Girişimi Koordinatörü Batuhan Aydagül kesintisiz eğitimin dünyanın kalkınmış ülkelerinin çoğunluğunda uygulanan bir sistem olduğunu belirterek, ”Yasa teklifi kırsal kesimde yaşanan zorlukları çözecek düzenlemeler barındırmıyor” diye konuştu. Aydagül, yasa teklifiyle birlikte eğitim kalitesinin gerileyeceğini savundu. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı yetkilisi Suat Özçağdaş, kariyer planlamasının lise son sınıflarda olması gerektiğini ileri sürdü.

ENSAR Vakfı Danışmanı Recep Kaymakcan, zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılmasına olumlu baktıklarını söyledi. Kaymakcan, zorunlu eğitimin kesinti olmaksızın 8 yıl verildiği bir ülkeye rastlamadıklarını, bu açıdan da teklifin yararlı olduğunu söyledi. Teklifi ana hatlarıyla olumlu bulduklarını dile getiren Kaymakcan, ilk iki kademenin 4 artı 4 yerine, 5 artı 3 artı 3 şeklinde olmasını önerdi.

ODTÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Özden, temel eğitimin 12 yıl olmasının önemine değinerek, okul öncesi eğitimin teklifte yer almamasını eleştirdi. Bu yasa teklifinin geleceği ilgilendirdiğini ve bu gerekçeyle tüm taraflarca tartışılması gerektiğini savunan Özden, ”12 yıllık temel eğitim faydalı bir iş ama böyle bölük pörçük olmamalı. Gözden geçirilmeli böyle çıkarsa ileride aynı şeyleri temizlemek zorunda kalacağız” diye konuştu.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk temel eğitimin ilk kademesinin 5 yıldan 4’e indirilmesinin nedenini anlamadığını ifade ederek, Milli Eğitim Bakanlığının bu konuya ilişkin düşüncelerinin teklife yansımadığını ileri sürdü. İlk kademenin 4 yıl olmasıyla birlikte 50 bin sınıf öğretmeninin boşa çıkacağının belirten Koncuk, ortaöğretimin süresinin artmasıyla da öğretmen ihtiyacının artacağını hatırlattı. Koncuk, sendika olarak eğitim süresinin 1+5+3+4 olmak üzere toplam 13 yıl olmasını istediklerini bildirerek, temel eğitimin yüz yüze verilmesi gerektiğini söyledi. Koncuk, ”Ne birinci 4 yıldan, ne de ikinci 4 yıldan sonra açıköğretim uygularız demek eğitim öğretimden hiç anlamamak demektir. Bu korkunç bir hata olur, vazgeçilmelidir” dedi. Vatandaşların talebinin olması halinde imam hatip okullarının orta bölümünün açılması gerektiği düşüncesini paylaşan Koncuk, din dersinin de seçmeli hale getirilmesini önerdi.

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, teklif sonrası 65 bin daha derslik açığı çıkacağını, yeniden niceliksel sıkıntılara yol açacağını, geriye gidiş yaşanacağını iddia etti. Teklifle, sınıf öğretmenliğinde fazla, branş öğretmenliğinde eksiklerin ortaya çıkacağını ifade eden Pehlivanoğlu, dünyada kesintisiz eğitim kavramının bulunmadığını, bunun zorunlu eğitim olduğunu kaydetti. Pehlivanoğlu, 8 yıllık zorunlu eğitimin, Türkiye’de okullaşma oranını artırdığına işaret etti. Artık eğitimin nitelik boyutunun tartışılmasının zamanı geldiğini ifade eden Pehlivanoğlu, ”Türkiye’nin önünde genç nüfus fırsatı var. Bunu tehdit haline mi yoksa fırsat haline mi dönüştüreceğiz. Bu bizim elimizde” dedi. Pehlivanoğlu, zorunlu eğitimin 9 yıl olması gerektiğini savunarak, şu önerileri dile getirdi: ”12 yıl Türkiye için lükstür. Elimizdeki imkânları iyi kullanmak zorundayız. 9 yıllık eğitimin niteliğinin yükselmesine odaklanmalıyız. Temel becerilerini yüzeysel kazanmış nesillerle ileriye gidemeyiz. 9 yıl içinde okul öncesi de var. Liselerin 4 yıla çıkmasından vazgeçmeliyiz. Bu kaldırılamıyorsa, yeni başlayacaklar için 3 yıla indirilmeli, 4 yıl olmasının hiçbir getirisi yoktur. 6, 7, 8. sınıflarda mesleki eğitime yönlendirilmeli, yeni tip okullar yerine seçmeli dersler, program düzenlemeleriyle beklentilere göre eğitim sistemi kurulabilir.”

ÖNDER İmam Hatip Liseleri Mezunlar Mensupları Derneği Genel Başkanı Hüseyin Korkut da eğitimin kademeli hale gelmesinin eğitim ortamı için bir kazanım olacağını öne sürdü. Mesleki eğitimin kesintisiz eğitimle tahribat aldığını, ciddi kalite kaybı ve talep kaybına uğradığını savunan Korkut, teklifin kız çocuklarının okullaşma oranını artıracağını savundu. Ortaöğretimdeki kılık kıyafet yasağı dayatmasından vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Korkut, teklifin derneğin beklentileriyle örtüştüğünü söyledi. Korkut, Bakanlar Kuruluna bırakılan düzenlemelerin de kanun teklifiyle yapılmasını önerdi. Korkut, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’nin yanında seçmeli Kuran-ı Kerim dersinin de konulmasını istedi.”

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız da hiçbir bilimsel çalışma yapılmaksızın mesleki yönlendirmenin yapılmasının doğru olmayacağını savundu. Yasa teklifinin gerekçesinde, 6-14 yaşın aynı ortamda bulunmasının sakıncalı olduğunun belirtildiğini söyleyen Yıldız, 8 yıllık kesintisiz eğitimde fiziki koşullarla ilgili gerekli önlemlerin alındığını, bunun için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını ileri sürdü. Yıldız, 8 yıllık kesintisiz eğitimin kız çocuklarının okullaşmasına olumsuz katkısı olmadığını söyledi. Önerilen sistemin sınavları ve dershane sayılarını artıracağını da öne süren Yıldız, 2 yıl okulöncesi eğitim, 9 yıl kesintisiz temel eğitim ve 4 yıl ortaöğretim olmak üzere eğitim süresinin toplam 15 yıl olmasını istedi.” Önümüzdeki yazılarda kişisel görüşlerimizle birlikte konuyu enine boyuna değerlendirmeye devam edeceğiz. Buluşuncaya kadar sağlıcakla kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık