Güldürmeyin İnsanı, Ne Protestosu?

Fransa Ulusal Meclisinin ardından senatosu da, 1915 yılı ile ilgili Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasayı kabul etti. Olağan şartlar içerisinde akla, mantığa ve her türlü normlara aykırı bu yasa, Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin imzasının ardından resmi gazetelerinde yayınlanıp yürürlüğe girmiş olacak. Malum daha önce Ermeni iddialarını kabul etmişlerdi. Bundan sonra bu konuda nasıl bir yasa çıkarırlar derseniz onu da tahmin etmek hiç zor değil. Ama isterseniz burada yer vermeyelim. Yazının başlığında ifade ettiğimiz üzere, “Fransa’ya tepkimizi gösterelim, haydi boykot yapalım” tarzı, kibrit çöpü yanması gibi geçici duygusal ifadelere yer vermeyeceğim. Bu yazıda tek söylemek istediğim şudur; Fransa’nın böyle bir yasa çıkarması ne kadar saçma ve akıl dışı bir şey ise, Türkiye’nin de geçmişi ile ilgili iğrenç ve asılsız bir iddia karşısında hiçbir yaptırım uygulayamayacak noktaya gelmiş olması, o kadar sıra dışı ve acı bir durumdur. Diğer bir ifade ile ibretlik ve hazin bir tablodur.

Bu hazin tablonun yanına diğer ülkelerde kabul edilmiş Ermeni iddialarını da koyabilirsiniz. Şimdi birileri çıkıp binlerce ‘fakat’ lı cümle kurabilir. Bugüne kadar sadece uzaya fırlatılmış uydulardan ve otomobillerden ödediğimiz para ile Fransa ekonomisine en büyük katkıyı sağlamış ülkelerden biri olarak ne yapacağız? Yazının başlığında da dediğim gibi insanı güldürmeyin. Tepki vermenin ve boykot yapmanın da bir usulü vardır. Yolu yordamı adabı vardır. Okulda yeni yeni İngilizce dersi görmeye başlayan bir öğrencinin; “hocam biz niye İngilizce öğreniyoruz? Onlar niye Türkçe öğrenmiyor?” sorusunun cevabı kadar uzun ve derindir Fransa’ya hiçbir yaptırımda bulunamayışımızın sebebi. Kendi kendime söylüyorum bazen; “Allah’ım bize yardım et, konuşsak dünyamız sakata gelecek, sussak ahiretimiz.” Sahi, siz ne yapıyorsunuz…?

Bir internet sitesi tarafından hazırlanan “Sarkozy’e Osmanlı tokadı atmaya ne dersiniz?” isimli sanal oyun büyük ilgi görüyormuş. “Sence de Sarkozy iyi bir tokadı hak etmedi mi?” denilerek başlanan oyunda; Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Eyfel Kulesi’nin yanında takım elbisesiyle duran Sarkozy’e beş parmaklı elle tokat atılıyor, yediği tokatla gözü moraran Sarkozy’e saatte kaç kilometre hızla vurulduğu da gösteriliyormuş. Bu oyuna gazı alınmak istenenlerin ilgi göstereceği muhakkak. Heyt bee! Okkalı bir tokat atınca ortada ne yasa kalıyormuş ne ceza! Ha, bu arada olan Pana Film yetkililerine olacak. Bu kez, “Kurtlar Vadisi Fransa” filmini çekemeyecekler. Neden mi? Cezayir yetkilileri, Türkiye’nin Fransa’ya misilleme bile yapamadığı Cezayir katliamları ile ilgili olarak, “bunu kullanmayın” mesajı yayınlamış. Ne günlere kaldık, Allah’ım! Neyse, siz eğer bu satırlara kadar bu yazıyı okuyarak geldiğiniz zaman, zaten bu konu gündemden düşmüş ve unutulmuş olacak. Yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık