Kurt ile Kuzunun Anlattığı

Kurt ile kuzunun hikâyesini bilirsiniz. Anlatıla gelmiştir hep, güçlünün kendini bir şekilde nasıl haklı çıkardığını göstermek için. Kuzu su içmektedir suyun aşağısında, kurt ise koymuştur kafaya kuzuyu yemeyi şöyle bir afiyetle. Kurt; “Suyumu bulandırıyorsun” der yukarıda olduğu halde ve başlatır kavgayı. Bir önemi yoktur kuzunun ne söylediğinin ya da söylediklerinin doğru olduğunun. Yaşadığımız dünyanın bir özetidir aslında bu hikâye. Kurt güçlüyü temsil eder, haksızdır ama kuvvetlidir. İstediğini yapar. Kuzu ise masum. Aslında, bu hikâyeye ilaveler yapmak lazım. Kurt ile kuzuyu seyredenlerden; güçlü olduğu için kurdun yanında olanları ve haklı olduğu için kuzunun yanında yer alanları. Doğru olan ise, elbette haklının hakkını almasıdır. Ya da güçlünün gücü ile hakkı olmayanı almamasıdır.

Şöyle bir etrafımıza baktığımızda, birinci paragrafta anlattığımız hususun sayısız örneklerini görmek mümkün. Dünya bir imtihan dünyası ve her insan iradesi ile tercihini kendisi yapacak. Herkes kurdun yanında yer alsa da kurdun haksız olduğu gerçeği değişmeyecektir. En nihayetinde ise; hak sahibi hakkını alacak, hak etmediğini elde eden hesabını verecektir.

Tebessüm ettirecek ve birazda düşündürecek bir fıkra ile bitirelim. Fıkranın sonunda yazının konusu ile ne ilgisi var demeyin. Güçlünün haklı olduğunu göstermek için neleri nasıl kullanacağını unutmamak lazım. Bu arada, “güçlünün her zaman haksız olduğunu söylemediğimi, güçlü olmak gerektiğini ancak bu gücün hak edilmeyeni elde etmek için kullanılmamasını” vurguladığımın altını çizerim.

Bilim adamı Bush bir deney yapıyormuş. Bir pire alıp bir kavanoza koymuş ve ağzını kapamış. Pireye “zıpla” demiş Bush. Pire de zıplarmış doğal olarak. Bush, elini çenesine koyup, “Hımmm…” demiş. Kavanozun kapağını açıp pirenin bacağının birini koparıp tekrar kavanoza atmış ve pireye zıpla demiş. Pire gene zıplamış ama daha az yükselebilmiş tabi. Kavanozu tekrar açıp bir bacak daha koparmış yine aynı işlemler ve aynı sonuç. Malum pire altı ayaklı, bu kez pirenin tüm bacaklarını koparıp da atmış kavanoza. Pireye “zıpla” demiş Bush ama pire zıplamazmış. Bush sesini yükseltmiş, pireyi tehdit etmiş ama pire bir türlü zıplamıyormuş. Sonunda bilim adamı Bush eline kâğıt kalem alıp araştırmasının sonucunu not almış: “Pirelerin bacakları kopartılınca kulakları duymaz oluyor.” Yeni yazılarda buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık