Bu Kez Wikileaks Gribi

Bu kış ne ile oyalayacaklar acaba dünyayı diye merak ediyordum. Neyse ki fazla uzun sürmedi. Aralık bir demeden patlatıverdiler bombayı da kurtulduk, en azından kafa yormaktan! Deli dana, kuş gribi, domuz gribi derken bu kez ‘enformasyon gribi’ salgını başladı. Wikileaks sızıntıları ortalığı kasıp kavuruyor. Enformasyon malum bizdeki bilgi kelimesinin İngilizce’deki ‘information’ a benzetilmiş hali. Bunu kullanarak devam edelim yazımıza. Dünyada eğer bir şeylerin gizli yapılması gerekiyorsa herkesin dikkati aynı anda bir yöne çekilmek zorundadır. Çekersiniz ve arkada işleri rahat rahat bitirirsiniz. Dikkat derken burada zihinlerimizi kastediyorum. Gündemlerimizi de diyebilirsiniz. Ülke gündemi için, dünya gündemi için de bu tür yöntemler daima kullanışlı olmuştur. Ahlaki olmadığı için tasvip edilmesi de mümkün olmayan bu yöntemler her geçen gün daha profesyonelce kullanılmaya devam ediyor maalesef.

Wikileaks, adını taşıyan internet sitesi aracılığıyla, ABD Dışişlerinin gizli yazışmaları başta olmak üzere uluslararası bilgileri dünya kamuoyuna servis etmeye başladı. Şimdilik iki yüz elli bin gizli belgeden bahsediliyor. Oku babam oku! Belgeler servis edildikçe bütün dünya ayağa kalkıyor (muş). Şok üstüne şok! İnkâr edeni mi istersin özür dileyeni mi. ‘Muş’ diyorum çünkü biz de basından öyle duyuyoruz. Mevzuyu tüm boyutlarıyla ele alacak değilim, basında yeterince (ve yeterli kalması gerektiği kadar) gündem de kalacaktır zaten. ‘Wikileaks gribi’ diyorum çünkü gelen bilgilerin çoğu zaten karışık olan zihinleri daha da karıştıracak ve yorgun düşürecek sağlıklı değerlendirme mekanizmalarını. İkincisi, ‘bize bir şey olmaz’ mantığı devreye sokulacak ve etkisi istenildiği düzeyde ayarlanabilecektir. Ve de sonuçta, gerçekten bize bir şey olmayacaktır! “Acaba” bile denilmeden, hiçbir şey yayınlanmamış gibi hayat devam edecektir.

Orjinali doğal olarak İngilizce olan bu belgelere ulaşabilenlerin çok azı anlayabilecektir. Çünkü ülkemizde İngilizce seviyesi malumdur. İşte, bundan sonra devreye basın ve çeviriler girecektir. Onlarca belge arasından her basın yayın kuruluşu kendi düşüncesine uygun olanları alıp evire çevire kullanacaktır. Zihniyetini, ideolojisini destekleyenleri “Şok” başlığıyla verip işine gelmeyenleri -ki bu kısmı uzun uzun yazmaya gerek yok sanırım- ikinci, üçüncü ağızlardan yalanlayacaktır.

Belgelerin sunuluş zamanı ve gerekçesi tartışılacaktır. Hemen bir yorum yapmak sağlıklı olmaz. İçinde doğru olanlar olacağı gibi yönlendirme amaçlı olanlar daha fazla olacaktır. Başta da dediğimiz gibi asıl amaç ta budur zaten. Sızması gereken asıl belgeler CIA arşivlerinde veya başka yerlerde değil midir? Bu belgelerdeki birçok konuda zaten herkes her şeyi biliyor ama kimse söylemiyor. Mesela; ABD’nin PKK terör örgütüne yardım ettiğini sokaktaki adam bilmiyor mu? Şimdi ne oldu derseniz, söyleyeyim; dünya enformasyon çöplüğüne döndü. Bir dönem kullanılan bilgiler şimdi çöpe atılıyor. Bu kez, zararlı atıklar gibi imha edilmeden ya da gömülmeden tüm dünyanın ortasına boca ediliyor.

‘Wikileaks’ olayında en çok dikkat çeken konulardan birisi de hiçbir şeyin gizliliğinin kalmaması. Kim ne yapmış, nasıl ve ne için yapmış hepsi ayrıntılı yer bulmuş hem de ülke, ülke lider, lider. Psikolojik tahlillerden en usta tasvirlere kadar pek çok değerlendirme mevcut. Vakit olsa zevkle okunur belki. Kısa bir süre sonra belki de daha sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olabilir ancak, biz mesajımızı vererek bitirelim. Orada burada fark etmiyor, bir hak ihlali ve zulüm varsa bir gün mutlaka ortaya çıkıyor. Kötüler ne kadar makyaj ve ambalaj olsa da bir gün apaçık ortada kalacaktır. Buradakiler gizlense, örtbas edilse bile ahiret için kayıtta olanlar hiçbir anı kaçırmıyor. Velhasıl, asıl ifşaat günü gelecektir. Görüşünceye kadar sağlık ve mutlulukla kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık