Toplum halinde yaşayan insanoğlunun dikkat etmesi gereken hususlar vardır. “Bilmiyordum, haberim olmadı, farkında değilim” gibi mazeretlerin geçerli olmadığı elzem konulardır bunlar. Emanet, ehliyet ve liyakat bunların başında gelir. Daha önceki yazılarımızda bunlara yer verdik. Bugün emanet, ehliyet ve liyakat kadar önemli ve ilişkili olan kamu mallarına değinelim. Kamu malı en basit ifadesiyle kamuya ait her türlü taşınır taşınmaz eşyalardır. Zaman zaman devlet malı olarak adlandırılan kamu malı toplumun tümüne ait olan herşeydir. Eskiden “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” olarak yaygın şekilde kullanılan bu kavram günümüzde nedense kullanılmaz oldu. Hatta bir şekilde toplumun hafızasından silindi gitti. Tabiri caizse kazındı.
Kamu malı derken iktisadi ve hukuki bakımdan kamu malları tartışmasına girmiyorum. Burada dikkat çekilmek istenen; toplumun geneline yönelik hizmetleri yürütmek amacıyla devletin himayesinde bulunan mallardır. Bu malların temini ve sürdürülmesi yine kamunun ortak imkanlarıyla sağlanır. Gerek miras yoluyla gerek vergiler vb. yollarla nesilden nesile aktarılır. Cumhurbaşkanına tahsis edilen uçaktan, bir ilçedeki herhangi bir okuldaki bilgisayar klavyesine kadar binlerce örnek verilebilir. Bu mallar kamu görevlilerine belirli işlerde kullanılmak üzere emanet edilmiştir. O görevde bulunan kişilerin keyfi olarak tasarrufta bulunacakları mallar değildir. Tam tersine çok dikkat etmesi gerekir. Günümüz mer’i mevzuatta boşluklar olsa vicdani ve insani açıdan hassasiyet gösterilmesi gereken emanetlerdir. Emanetin sahibi bir kişi değil toplumun tamamıdır.
Anlatmak istediğimizi özetleyen Hz. Süleyman döneminde ilişkin bir rivayet anlatılır. Serçe kuşu veya Hüdhüd kuşu arasında geçtiği söylenir. Hz. Süleyman bir gün geç kaldığı için serçe kuşunu azarlamıştır. Serçe mazeretini anlatır ve sert çıkar.
–Senin saltanatını ve sarayını mahvederim der. Hz. Süleyman bunu nasıl yapacağını sorar. O da şöyle cevap verir:
–Kanatlarımı ıslatır ve bir kamu malına (vakıf toprağına) sürerim. Sonra da kanatlarıma bulaşan toprağı senin üzerine silkelerim. O tozların hesabını bile veremezsin der.
Kamuya, halka diğer bir ifadeyle toplumun tamamına ait olan bütçe ve mallarının amacı doğrultusunda kullanılması ve harcanması gereklidir. Hiçbir gerekçe aksi için mazeret olamaz. Politik güç veya konjonktürel fetvalarla kamu malı keyfi ve özel çıkar doğrultusunda kullanılamaz. Bugün olmasa bile bir gün hesabı sorulur. İlgili herkese hatırlatmış olalım. Kamu malını gelişigüzel kullanamazsınız. Tekrar buluşuncaya kadar hoşcakalın.
18.08.2023