Fethiye’nin Çilesi Biter mi?

Ülkemizin 30 büyükşehirinden birisi olan Muğla’nın büyük ilçelerinden birisi Fethiye’mizdir. Geleneksel kentsel sorunların yanı sıra kendisini has sorunları vardır. Ücret ödenerek geçilen Göcek tüneli bu sorunlardan bir tanesidir. Diğer sorunları özetleyen sembol(ik) bir sorundur. Yıllar yılı planlamada olmasına rağmen bir türlü yapılamayınca çare yap-işlet-devret modelinde bulunmuş ve 2006 yılında hizmete girmiştir. Türkiye’nin hiçbir yerinde tünellerden geçişte ücret ödenmez iken burada en ucuzundan 4,5 TL en pahalısından 13 TL ödenmektedir. 26 yıllık sürenin 10 yılı bitmiş ve geride 16 yıl daha vardır. Buraya kadar “anlaşılabilir” kabul ettiyseniz devam edelim. Geçtiğimiz yıllarda yapılan girişimler neticesinde tek şerit olan mevcut tünelin hemen bitişiğine devlet imkânları ile bir tünel daha yapıldı. Yapıldı yapılmasına da her neden ise bu tünel bir türlü hizmete giremedi. Muhtemelen ilk tüneli kapsayan sözleşmelerle ilgili hukuki sorunlar var. Ancak işin ilginç tarafı bu konuda kamuoyuna bir bilgi verilmemesidir. Sosyal medyada ortaya atılan asılsız bir iddiaya bile anında cevap yetiştiren yetkililer nedense bu konuda sessizler. Fethiye ve çevresi de sessiz. Demek ki herkes benim gibi düşünüyor. Tünelden geçerken verilen ücreti “akıl parası” olarak kabul ediyor ve seve seve veriyor. Muğla’nın Türkiye’nin vekil transferinde ilk sırada olmasının kişi başına düşen bedeli demek ki bu!

Diğer önemli bir sorunumuzda Fethiye merkezindeki trafik çilesi. Muğla makası ve özellikle Köprübaşı mevkiinden Karagözler’e doğru işlemez hale gelen araç trafiği. Tünel sorununda gösterilen sessizlik, ilgisizlik ve tepkisizlik burada da geçerli. Salı günleri Hükümet Konağı ya da belediyeye ulaşmak için her ışıkta 3 tur bekleriz, park yeri bulmak için birkaç kez turlarız ancak perşembeye unuturuz. Cuma gün benzer çileyi tekrar yaşar pazartesiye hatırımıza bile gelmez. Aslında çözüm çok basittir. Hükümet Konağının ve Belediye binasının süratle merkezden çıkarılması. Bu yapıldığı zaman ne trafik sıkışıklığı ne de park sorunu kalacak. Bu iki kurumun binası Muğla Makasından yukarı taşınırsa sadece resmi iş için gelenlerin oluşturduğu yoğunluk ortadan kalkacaktır. Taşındığı yerlerde yeni cazibe merkezleri olacak ve gelişme daha geniş bir alana yayılacaktır. Boşaltılan yerler de kongre, fuar vb. amaçla kullanılmak üzere tahsis edilebilir. Ticari kaygılarla görmezden gelinen sorun yeni fırsatlara dönüştürülebilir. İl olmaktan bahseden etkili ve yetkili çevrelerin nedense gündeminde bu planlamalar yok. Demem o ki; öyle zamanlar oluyor bazen itfaiye veya ambulans bile gidemeyecek. Harekete geçmek için illa üzücü bir hadisenin mi yaşanması gerekiyor? İyi ki zamanında Adalet Sarayı ve Emniyet taşınmış. Taşınmamış olsaydı herhalde bugün bırak aracı adım atacak yer olmazdı. Bu konuyu daha önce etraflıca yazmıştık. Dileyen www.mesutkoc.com/fethiyenin-trafik-sorunu adresinden okuyabilir. Başlıkta sorduğumuz soruya siz ne dersiniz bilmem ama ben kısaca söyleyeyim. “Bitmez!” Bugüne kadarki mevcut anlayışla hiç bitmez. Kendisini Fethiye’nin “tek ve ebedi sahibi” zannedenlerle bu sorunlar olsa olsa artarak devam eder.

Fethiye’mizin bu iki sorunuyla bitirelim. Başka yazılarda devam ederiz. Tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık