Osmanlı İmparatorluğunun tarih sahnesinden çekilmesinin ardından Anadolu topraklarında varlığına Türkiye Cumhuriyeti olarak devam eden devletimizin geçen onca yıla rağmen başı bir türlü esenlik bulamamıştır. Eksen ve istikamet sorunu başta olmak üzere iç sorunlar, komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, geniş toplumsal zemine yayılmış kavgalar, darbeler ve terör hiç eksik olmamıştır. Bu açıdan geçmişten günümüze kapsamlı bir araştırma yapılmış mıdır, bilmiyorum. En son 1980 darbesi ile binlerce insanını kaybetmiş ve üzerinden çok geçmeden PKK olarak adlandırılan yeni bir terör belası ile baş başa kalmıştır. Son birkaç gündür gelen şehit haberleriyle birlikte özetle değerlendirdiğimiz zaman; başa geçen onca hükümete ve uygulanan onca iç ve dış politikaya rağmen, 2015 Ağustos ayı başı itibarıyla terörün ilk masum kurbanlarını vermeye başladığı gün nerede isek hala oradayız. Bir yığın paketler açılmış, çözüm süreçleri yürütülmüş olsa da, terör şehit olan masumlar açısından değişmemiş, aksine terör örgütü başladığı güne güçlenmiş ve hatta siyasi zemine yayılarak artık varlığını devlet imkânları ile sürdürebilir hale gelmiştir.
Yaşadığımız coğrafyada elbet herkes yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka verecektir. Bundan kaçış yoktur. Terörün özellikle bitirilmediğini yıllardır köşesinde yazan Mehmet Şevket Eygi’nin tespitleriyle devam edelim ve bitirelim.
“PKK savaşı 1984’te başladı ve bugüne kadar devlet, halk, ülke olarak Türkiye’ye tahminen bir trilyon dolardan fazla zarar verdi; kırk-elli bin insanımız öldü, büyük sayıda yaralı, sakat, korkunç tahribat… Boşaltılan, düzlenen binlerce köy… Bunun yanında dehşetli mânevî yıkım da var.
Bu savaş, dıştan bir Kürt savaşı gibi görünse de, aslında bir Kripto Yahudi ve Kripto Ermeni savaşıdır. Beyin Yahudi ve Ermenidir, bir kısım Kürtler taşeronluk yaptı, yapıyor.
Bu savaşı Derin devlet, derin dış güçler planlamış ve başlatmıştır. Bu savaş esnasında örtülü ödenekten muazzam miktarda para ve menfaat birilerinin eline geçmiştir. Kürt halkının bir kısmını dağa çıkartmak, isyan ettirmek için en ağır ve iğrenç zulümler, işkenceler kasıtlı olarak yapılmıştır, yaptırılmıştır.
Sınırlarımızın dışındaki Kürt beyni de gerçek Kürt değil, Kriptodur. Bugün ülkemizde Kürt ve Alevî kimliğine bürünmüş bir milyondan fazla Kripto Ermeni vardır. Bir o kadar da Kripto Yahudi. Bana inanmayanlar, 9 Şubat 2012 tarihinde Türkiye gazetesinin birinci sayfasında yayınlanmış “Ermeniler Gerçek Kimliklerine Dönüyor” başlıklı yazıyı okusunlar ve düşünsünler. Radikal gazetesinin 27 Ekim 2003 tarihli nüshasında Neşe Düzel’in gazeteci Avni Özgürel ile yaptığı röportaj PKK savaşının içyüzünü anlamak için mütalaa edilmesi gereken temel metinlerden biridir. APO, bu savaşı bitirtmezler, bitirmek isteyeni bitirirler demektedir.
PKK terörünün gölgesinde milyarlarca dolarlık büyük silah, cephane, uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı yapılmıştır. Eski iktidarlar zamanında uzun yıllar boyunca örtülü ödenekten birilerine milyarlarca dolar yedirilmiş, peşkeş çekilmiştir.
Bu savaşın kurmaylığını yapan kravatlı eşkıyayı dağlarda, bayırlarda, mağaralarda değil, Ankara ve İstanbul’un, diğer bazı büyük şehirlerin lüks mekanlarında aramak lazımdır. PKK savaşında ve teröründe Pakradunilerin (veya Bagradunilerin) büyük rolü, tuzu, biberi vardır. PKK terör hareketi BOP’a hizmet etmektedir. Konvansiyonel ordu ile böyle bir gerilla savaşı yok edilemez.
PKK’yı ortaya çıkartan beyin, Türkiyede Türk Kürt, Sünnî Alevî, Müslüman Laik savaşı çıkartmak istiyor. Planlı ve programlı şekilde iç barış ve toplumsal mutabakat berhava edilmiştir. Terörün, katliamın, yakıp yıkmanın yüzde yüzünü PKK üzerine yıkmak büyük bir yanılgıdır.
Yakın tarihimizde üç ile beş bin (kesin bir rakam yok) Kürt köyü boşaltılmış, haritadan silinmiştir. Diyarbakır hapishanesindeki Kürtlere insanlık dışı vahşi işkenceler zulümler yapılmıştır. Çoğunluğu oluşturan Sünnî Kürt halkı ezilmiş, sindirilmiş, meydan Zerdüştilere, Kriptolara bırakılmıştır. Türkiye’nin bütünlüğüne taraftar Sünnî halkın bir kısmı tehdit ve baskılarla ile yurtlarından sürülmüştür. Türkiye’nin millî kimliğine ve kültürüne uygun hak bir rejim kurulmadığı müddetçe PKK terörü bitmez, bitirilmez.”
Huzurun, barışın ve saadetin hâkim olduğu yeni bir Türkiye ve yeni bir dünyanın kurulduğu günleri görebilmek temennileriyle, tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.