Güzel ve Etkili Konuşabilmek! (2)

hitabet

Güzel ve etkili konuşma iyi bir iletişimin anahtarıdır. Bu anahtarı kullanarak kapıyı açıp içeri girerek iletişim kurmak da var kapının önünde ya da pencereden güç bela iletişim kurmaya çalışmak da var. Güzel ve etkili konuşabilmek adına yer verdiğimiz ayrıntılara ve ipuçlarına geniş katılımlı toplantı konuşmaları özelinde bu yazımızda da devam edelim. Geçen yazıda konuşma yapılacak mekânın hazırlanmasına, konuşmacının giyiminin ve konuşma öncesi yapılacak hazırlıkların önemine dikkat çekmiştik. Konuşmanın içeriği ile ilgili konuşmanın seyrini etkileyebilecek elzem hususlar var. Yapacağınız konuşmada yer yer okuduğunuz yazı ve kitaplardaki önemli bölüm ve cümlelere yer verecekseniz onları olduğu gibi ezberlemek yerine, sindirmeye ve kendinize mal etmeye gayret etmelisiniz. Konuşmalarınız dinleyicilerin seviyesine uygun olmalıdır. Seçtiğiniz kelimeler bu anlamda en önemli araçlardır. Anlamına hâkim olmadığınız kelimeleri de hava olsun ya da bu aralar kullanmak moda diye kullanmayın. Konuşmada; bilgi, kültür ve yöresel kavram farklılıkları dikkate alınmalıdır. Yine, dinleyicilerin duymak istedikleri ile onların bilmesi gerekenler arasında dengeyi iyi sağlamak zorunda olduğunuzu unutmamalısınız. Hep onların hoşuna gidecek şeyleri söylerseniz bu kez kendi mesajınızı veremezsiniz. Sürekli kendi söylemek istedikleriniz üzerinde durursanız da onlarla olan iletişim kopar ki, öyle olursa devam etmenize gerek yok. Teşekkür edip bitirin.

Konuşma içeriklerinizde somut ve sosyal gerçekleri dile getirin. Felsefi ve hayali şeylerle dinleyicileri meşgul etmeyin. Tarihi veya yaşanmış olayları ara ara, örnek olmak ve dinleyicilerin dikkatini ortak bir noktaya toplamak amacıyla kullanın. Tamamı yuvarlak laflardan, yavan ve kapalı kavramlardan oluşan konuşmalar dinleyicileri çabuk bıktırır ve ilgiyi dağıtır, bunlardan da şiddetle kaçının. Konuşmalarınızda özel sıkıntılarınızı, sırlarınızı, bağlı olduğunuz teşkilat (dernek, vakıf, okul, müdürlük vb.) kurum içi sorunları konuşmalarınıza kesinlikle taşımayın.

Ses tonunuza dikkat edin. Ses tonunuz konuşma esnasında dinleyenler ile bağlantınızın göstergesidir. Sesinizin kontrolü sizde ise onu iyi kullanın. Bilinçli bir şekilde bazen arttırın ki, dalmak üzere olanlar kendine gelsin. Bazen de iyice azaltın ki, gerçekten dinlenip dinlenmediğinizi gözlemleyin. Eğer gerçekten dinleniyorsanız, sesinizi önemli bir cümlenin bitimine doğru azalttığınızda salon daha bir dikkat kesilir, ön tarafta iseniz arka taraf gayri ihtiyari ayağa kalkar, kalkmalıdır.

Ara ara üç cümleyi geçmeyecek özetlemeler yapın. “Biz ne yapıyoruz? Niçin buradayız? Bu konuşmadan sonra ne yapacağız?” soruları cevap bulsun. Önemli kısımlarda da boğmayacak şekilde tekrarlar yapın. Başka hatiplere ve meşhur kişilere özenmeye çalışmayın. Onlardan yararlanın ama taklitçi ve ezberci olmayın. Siz, kendiniz olmaya, orijinal bir tarz oluşturmaya bakın. Bir şeyin hakikisi var iken kimse taklidine rağbet etmez. Yine, kendinizi tatmin etmeye değil, dinleyenlere bir şeyler vermeye çalışın. Ağırbaşlı ve sakin olun. Tane tane konuşun. Yapmacık hareketler yapmayın. Dinleyicilere “ya bak ne güzel konuştu” dedirtmek için çabalamayın. Bu olsa bile bir zaman sonra zaten unutulur gider. Polemiğe yol açacak, başka şeyler düşündürecek belirsiz cümlelerden ya da kavramlardan uzak durun.

Konuştuğunuz kitleyi göz hapsinde tutun. İlgi düşmüş ise soru sorun ya da bir nükte anlatın. Konu ile ilgili başınızdan geçen bir olayda olabilir. Bir şekilde ilgiyi sıfırlayın yani yeniden başlatın. Salonda ana mesajı vermeden kısa bir süre önce dikkati ve heyecanı en üst düzeye çıkarmaya çalışın. Bu ara artık soru sormayın, soru almayın. Mesajınızı tane tane verin.

Konuşmanın başında ve sonunda dinleyicilere, gösterdikleri ilgi ve sabırdan, sizi konuştuğunuz dinleyicilerle buluşturan yetkililere teşekkür edin. Varsa, konuşmayı takip eden basına da teşekkürünüzü belirtin. Konuşmadan birkaç gün sonra geri dönüş alın. Olumlu ya da olumsuz eleştiri ve önerileri not alın. Daha sonraki konuşmalarınızda kullanırsınız.

Etkili bir konuşma yapmak ve dinleyenlere faydalı olmak isteyenlerin fırsat buldukça okumaya, kaliteli sohbet programlarını izlemeye, büyük liderlerin, başarılı olmuş hatiplerin biyografilerine göz atmalarına ihtiyaç vardır. Konuşmak hele hele salonlarda ve meydanlarda dinleyenlere bir şeyler verebilmek ülkemizin eksikliklerinden biridir. Hem cesaret hem de tecrübe yetersizliği vardır. İlköğretim ile birlikte başlaması gereken hitabet, sunuş ve konuşma, salonların ve etkinliklerin az olmasından yapılamamaktadır. Ülkemizde salon kültürünün olmayışı, iyi hatip ve güçlü liderlerin yetişmesinin önünde büyük bir sıkıntıdır. Umarız bu anlamda çalışmalar yapılır. Haftaya tekrar buluşuncaya kadar kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık