İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayının ruhuna uygun bir yazıyı paylaşmak istiyordum sizlerle. Anadolu Gençlik Dergisinin temmuz sayısında Muhammet Esiroğlu’nun “Arınma Cehdi: Oruç” adını verdiği yazı yaptığı orijinal tespitler dikkatimi çekti. Düşünmek, düşünmek ve yine düşünmek adına yer veriyorum. Birlikte okumaya devam edelim.
“Çağımız kirli bir çağdır. Günahla, haramla, riyayla ve şeytanın üzerimize serptiği bilcümle necasetle kirlendiğimiz bir gerçek, imanımızın yüreğimizde yer bulamadığı oran kadar kirlendik. Şimdi üzerimizde taşıdığımız kirlerin yükünde eziliyoruz. Kurtulmak istiyoruz yüklerimizden ve arınmak istiyoruz.
Sokaklarımız mahremlerin deşildiği yerlerdir. İmanın yarısını serpiştirdiğimiz edep yoksunu sokaklarımıza bir umut ışığı bekliyoruz ahlak adına. Edeb ve hayânın ayaklar altında gezdiği sokaklarımızı ar perdeleri ile örtmek istiyoruz. Kurtulmak istiyoruz sokaklarımızı işgal eden teşhir garabetinden.
Merhamet duygumuzun katledildiği materyalist zihniyetlerin egemenliği altında devam ediyoruz yaşamaya. Afrika’nın aç yetimlerinin hakkını gasp ederek şişirdiğimiz göbeklerimiz medyanın eğlence odalarında gülmekten kasılıyor. Merhametin yokluğunda inşa ettiğimiz üçüncü dünyanın esmer çocuklarına düzenlediğimiz ağlama seanslarından muzdaribiz. Eritmek istiyoruz merhametten yoksun taştan kalplerimizi. Midesi küçülmüş ama yüreği büyümüş merhamet zedelerin gönlüne ilişmek istiyoruz artık. Sorunsuz bir hayatın beklentisi ile avunmaktayız. Sorunsuz olmak için sorumsuz olmak icap ettiğinin farkına varamıyoruz belki. Öksüz ve yetime karşı, fakir ve düşküne karşı, mazlum ve mağdura karşı sorumsuz olmalıyız ki, sorunsuz bir hayata adım atalım. Çöplerde ekmek arayan yavru sadece ekmek aramıyor oralarda. Aslında adalet arıyor, şefkat arıyor. Çünkü çöplere atılan sadece ekmek değil, adalet de atılıyor şefkat de hayatın çöplüklerine. Adaletten, ekmekten ve şefkatten yana sorumlu olmak için fırsat kolluyoruz.
İslam’ı her şeyiyle hayatımızın dışına attığımız bir nesil türettik. Mekânımızı, zamanımızı ve sözümüzü İslamsızlaştırdık. Kupkuru ve yavan dünyamıza hapsettik hepsini. Prangalarla vurulmuşuz dünya sevgisine. Kurtulmak istiyoruz zincirlerimizden. Özgürleşmek istiyoruz artık.
İşte oruç tüm bu miskinliğimiz karşısında bize fırsat sunuyor. Temizlenmek için bir fırsat, hayâ perdelerini kuşanmak için, bir yudum su, bir lokma ekmek için, adalet ve şefkat için, zincirleri parçalamak için ve özgürlük tutkusunu kalplerimize yeniden inşa etmek için bir fırsat.
Arınmak için günahlarımızdan, oruç çağlayanında yıkanmak gerek. Korunmak için mahremi deşilmiş ortamlardan, oruç zırhını kuşanmak gerek. Merhamet duygumuzu kalplerimize inşa edebilmek için oruçla nefsimizi terbiye gerek. Ekmeği, adaleti ve şefkati anlayabilmek için oruçla hemhal olmak gerek. Zamanı ve mekânı yeniden İslamlaştırmak için orucu hayatımızın merkezine yerleştirmek gerek.
Oruç bir kurtuluş kapısıdır bizim için. Dünyanın esir aldığı ruhumuzu azad eder oruç. Ruha özünü hatırlatır. İstikametini şaşırmış fertleri hizaya çeker. Oruç bir uyanış hamlesi ve bir arınma cehdidir.”
Ramazan ayının tüm insanlık için hayırlara vesile olması duasıyla, tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, mutlu ve huzurlu kalın, hoşcakalın.