Her geçen yıl birçok alanda güzel gelişmeler yaşanırken, kötüye gidenler ve hatta içinden çıkılmaz hale gelenler de oluyor. 2014 yılı savaşların, dökülen kanların ve gözyaşlarının arttığı bir yıl olarak geride kaldı. Ortadoğu ülkelerinin çoğunda evsiz barksız, can güvenliği olmayan insanların sayısı katlandı. Teknolojide, yaşam standartlarında, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan sözde metinlerde yapılan iyileşmelerin bu bölgeye en ufak bir olumlu yansıması dahi olmadı. Çelişkiler, trajik komik durumlar ise eksik olmadı biten yılda. Bunlardan bir tanesini Milli Gazete’den Gülay Pınarbaşı “2014’e Damgasını Vuran Kara Mizah” başlığıyla köşesine taşımış. Pınarbaşı’nın kara mizah olarak değerlendirdiği yazısı paylaşmaya değer. Birlikte okuyalım:
Evet, 2014 unutulmaz olaylarla hatırlayacağımız bir yıl olacak, ama bu unutulmazların içinde öyle bir tanesi var ki “Kara Mizah” olarak 2014’e damgasını vurdu. Göçmen kuşların güvenliği protokolü anlaşmasıydı bu. Birleşmiş Milletler ile Esed rejimi arasında, dünya çevre ve göçmen kuşları koruma günü münasebeti ile yapılan bir anlaşmaydı. Bu anlaşmaya göre BM, Esed hükümeti ile göçmen kuşların Suriye’den güvenli geçişi konusunda mutabakata vardı.
Asıl trajediyi oluşturan konu; 2011’den bu yana Suriye’de 200 bin İNSAN ölmüşken, göçmen KUŞLARIN ülke semalarından uçuşunun güvenlik altına alınmasıydı. Elbette ki çevrecilik, hayvanların korunması da titizlik gösterilmesi gereken konular, buna kimsenin itirazı olamaz. Olmamalı da. Fakat Suriye’de ölenlerin sayısı her geçen gün artarken, milyonlarca kişi farklı ülkelere sığınırken, yaşanan bunca acı ile kıyaslandığında son derece tali kalan bir konunun ön plana alınması üstelik büyük bir zafer gibi sunulması çok yadırganacak bir durum.
2014’de Suriye’de yaşananları biliyoruz; Sadece son bir yılda 76 bin kişi öldü. Ölenlerin yarıya yakını; 34 bini sivil. Ölen siviller arasında 4 bin çocuk var. Suriye’de insani durum felaket boyutuna gelmiş durumda. BM, 12 milyon Suriyelinin yardıma ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Suriye içerisinde 1 milyona yakın insan, çöken sağlık sisteminden dolayı mağdur. Ülkede su olmadığı için ortaçağda görülen hastalıklar görülmeye başlandı. Hastanelerin birçoğu bombadan yıkıldığı için kullanılamaz durumda. Çalışan sağlık personeli, hemşire, doktorların çoğu ölmüş. Bazı hastaneler tamamen kapatılmış. Suriye için 8.4 milyar dolar para gerekiyor, ama bulunamıyor. Esed rejimi, BM yardımları dahil hiç bir insani yardımı yerine ulaştırmıyor ama merak etmeyin Esed, göçmen kuşların ülke semalarından güvenlikle karşı tarafa ulaşmasını sağlayacak!!!
Artık bu protokolden sonra göçmen kuşlar Suriye’den geçerken kendilerini güvende hissedecekler!!! Neden mi? Çünkü Esed, garanti verdi!!! Elbette ki her konuda yaptığı anlaşmaları ihlal ettiği gibi bu protokolde de Esed’den bir sadakat beklenmesi gülünç olur. Zira göçmen kuşların güvenliğini emanet ettiğiniz Esed, kimyasal ve varil bombaları atarak, binlerce kişinin ölümüne vesile olan, kadın, çocuk ve yaşlıları acımasızca katlettiren, masum insanların vahşice yöntemlerle öldürülmesini sevinçle seyreden, milyonlarca insanın yerinden, yurdundan olmasına neden olan birisidir. Peki, size soruyorum; Bunca insanın öldüğü ve sefalet çektiği bir zamanda BM’nin Esed ile göçmen kuşların güvenli uçuş protokolü imzalanması sizce de “dünyada barış isteyenlerle” alay eder gibi olmadı mı? Bundan daha vahimi “Esed’in insanları öldürmekte bir mahsur görmüyorum ama göçmen kuşlara dokunmayacağım” mahiyetinde olan bu anlaşmasının bazı kişiler tarafından alkışlanması aslında trajedinin başka bir yönü değil miydi?
Haftaya güzel konularla buluşabilmek umuduyla sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.